Gerçeklik ve manipülasyon
Bu manipülasyon meselesine epey kafa yormuşumdur. Kendimi anlatmak için Matrix filmindeki kırmızı hap, mavi hap metaforunu kullanacağım.
Mavi hapta insanın hoşuna giden yalanlar varken kırmızı hapta acı verici gerçekler vardır. Morpheus Neo’ya sorar: Kırmızı hap mı mavi hap mı? Neo kırmızıyı seçer.
Warchovski kardeşler cinsiyet geçiş sürecinden sonra bu filmin transları anlatmak için tasarladıklarını söylemiştir. Yani film transeksüelliğin savunusudur. Bu filmden cinsiyetin belirleyicisinin kromozomlar olduğu sonucu çıkmamaktadır.
Cinsiyeti belirleyen şey toplum olduğuna göre bu filmin izinden giderek bir erkeklik inşası mümkündür. Kırmızı hapı yutmak, erkek özümüzün keşfi anlamına gelmektedir.
Marx’a göre ideoloji yanlış bilinçtir. Lenin Ne Yapmalı eserinde ideolojiyi olumlu anlamında kullanmış, işçi sınıfına bilinç götürecek olan burjuvaziyi işaret etmiştir. Yani birileri birilerine bilinç götürmektedir. Marx’ın bir diğer önemli kavramı yabancılaşmadır. 1844 El Yazmaları’nda Marx işçi sınıfının özüne yabancılaştığını ifade etmektedir.
Biz bu yabancılaşma ve ideoloji kavramlarından kendimize ne pay çıkarabiliriz? Erkek kardeşliğin inşası yanlış bilinç olmayan bir ideoloji anlamına gelmektedir. Erkek özüne yabancılaşmıştır, toplum onda bu yabancılaşmaya sebep olmuştur. Erkek artık erkek değil tüketici olarak sistemin kölesidir.
Freire Ezilenlerin Pedagojisi kitabında öznellik, öznelcilik ayrımı yapar. Öznellik öznelcilikten farklı olarak başkasının öznelliğini de tanımaktır. Benhabib çatışan feminizmler kitabında ve Fatmagül Berktay tarihin cinsiyeti kitabında postmodernizmin özneyi ortadan kaldırmasına karşın özneye ihtiyaç duyulduğunu yazmışlardır. Onlara göre bu özne kadındır. Alev Özkazanç erkek hareketlerini eleştirirken “Feministleri taklit ediyorlar.” demiştir. Bir sosyal hareketin bir sosyal hareketin yöntemlerini örnek alması neden yanlış bir şey olsun?
Gelelim manipülasyon meselesine. Kendime şu soruyu soruyorum: Ben hakikati doğru mu algılıyorum, yoksa hakikat benim algılarımda tepe taklak mı dönmüştür? Bir şeyi bildiğini iddia etmek büyük sorumluluktur. Tarih dediğimiz şey sonsuz yoruma açıktır, tarihi yaşamadığımız için tarihin bilgisini anlamadaki yanılma korkusu acı verir. Richard Dawkins Gen Bencildir kitabında genlerimiz incelendiğine aynı ortak erkek atadan geldiğimizi söylemiştir. Steven Pinker Boş Sayfa kitabında düşünce dünyasında hakim olan boş sayfa anlayışı eleştirilmektedir. Kadınların çiftleşme davranışını açıklamak için hipergami kavramı geçmektedir. Hipergamiyi anlamak, kırmızı hapı yutmaktır.
Kişinin kendisi cinsiyetsiz ilan etmesi ve hipergaminin inkarı yanlış bilinç olan ideolojidir. Mavi hapın konfor dünyasında uyuşturulmanın (tıpkı kötü beslenip, porno izleyip, sigara tüketmek gibi) verdiği sahte bir keyiftir. İnsan doğası lafı edildiğine Cypher’in Kırmızı hapa duyduğu gibi bir öfke doğurur. Oysa erkek olmanın keyfi doğayla barışık olmanın keyfidir.
Biyolojik cinsiyet vardır. Ama bu kromozomları aşan bir şey. Bu benim görüşüm. İçimdeki erkek öz artık kabına sığmamaktadır. Kuhn’a göre bilimin varoluş temeli paradigmadır. Paradigma değişiklikleri bilimde değişikliklere sebep olur. Popper’e göre bilimin ilerleyişi kümülatif değildir, bilim sürekli devrimlerle ilerler. Feyerabend’e göre bilim yoktur, bilimler vardır. Buna göre tek bir bilimsel anlayışın kendisini mutlak doğru ilan etmesi otoriterliktir. Erkek olmanın keyfi bilimleri çoğulculuk zemininde ele almanın keyfidir. APA erkekliği zehirli olarak tanımlamıştır. Stoacılık erkek egemen bir düşünce tarzı olarak ele alınmaktadır. Yıllarca eşcinselliği hastalık olarak tanımlayan bilim artık bundan vazgeçmiştir. Yani bilim bir şey diyor diye kendi inandıklarımızdan vazgeçemeyiz.
Biliyoruz ki hiyerarşinin en tepesindekiler erkekken, en dibindekiler de erkektir. Kadın orta düzeyde gezinmektedir. En yukarıdakini görüp erkek ayrıcalığı diye bir kavram üretmek saçmadır.
İnsanları aşağı çekip ayağını kaydırmaya çalışan ideolojiler, yanlış bilinç olan ideolojilerdir; buna romantizmi tanımayan, zenginleri öldürme üzerine kurulu olan Marksizm de dahildir. İnsanlar manipüle edilip beyinleri yıkanmakta, terörizme sürüklenmektelerdir. Sosyal değişim imkansız değildir, hipergaminin en iyisi dizginlenmişidir.