5 Şubat 2023 Pazar

JAGTEN


 

Jagten filmi bir grup erkeğin suya atlama yarışıyla başlar. Bir kişi çırılçıplak bir şekilde suya dalmaktadır. Lucas da giyinik olarak o erkeklerin arasındadır. Bu arkadaş grubu gece de erkeksi tonda şarkı söyleyerek ormanda yürümektedirler. 

 

Lucas yaşadığı kasabanın kreşinde öğretmendir. Klara onun bir öğrencisidir. Klara bir gün kaybolduğunu söyleyerek Lucas’ın yanına gelir. Lucas yolu biliyordur, beraber Klara’nın evine yürürler. Klara’nın anlatımına göre ona babası Lucas’ın yalnız yaşadığı için mutsuz olduğunu söylemiştir. ‘’Başını dik tutup ayaklarını yere basacaksın. Yine de surat asarsan popona tekmeyi yersin.’’ dediğini anlattıktan sonra Klara Lucas’a şunu der: ‘’Popona tekmeyi yiyebilirsin.’’ Lucas güler ve Klara’nın söylediklerine hiç cevap vermez. 

 

Lucas’ın Fanny isimli bir köpeği vardır. Klara Fanny’i gezdirmek için Lucas’ın evine gelmek ister. Lucas: ‘’Ne zaman istersen.’’ diye yanıt verir. 

 

Lucas ve Klara, Klara’nın yaşadığı eve gelirler. Klara’nın babası Theo Lucas’ın en iyi dostudur. Lucas’a kahve ikram eder. Klara’nın annesi Agnes, Theo’ya ‘’Silahın ortada duruyor.’’ der. Lucas: ‘’Benim silahım olmasın.’’ diyerek Agnes’e takılır. Theo, Agnes’e ‘’Kaç kere söylemem gerekiyor? O silah değil, tüfek!’’ diyerek Agnes’in anlamıyor oluşuna vurgu yapar. Theo Agnes gidince Lucas’a Agnes’in dırdırlanmasından yakınır. 

 

Lucas boşanmıştır ve eski karısı Kristen, Marcus adındaki oğlunu 15 günde bir görmesine izin vermektedir. Lucas oğlunu özlemektedir. Marcus babasını daha çok görmek istemektedir ama annesi buna yanaşmamaktadır. Lucas Kristen’i telefonla arayıp Marcus’un kalması için iş bulduğunu söyledikten sonra Kristen’in suçlayıcı tavırlarıyla karşılaşmış ve Kristen, Lucas’a ‘’Bir anlaşmaya bile saygı göstermeyi beceremiyorsun. Beni aramaman gerekiyordu.’’ demiştir. Lucas ‘’O zaman nasıl tartışacağız?’’ diye uzlaşımcı bir tavırla konuştuktan sonra Kristen telefonu kapatmıştır. 

 

Klara’nın erkek kardeşi Torsten ve bir arkadaşı Klara’ya ipad ekranından penis fotoğrafı gösterirler. Penisin fotoğraflarına gülüşerek bakmaktalardır. ‘’Dostum, alete bak kocaman! Yamuk çük, buruşuk çük!’’ Sonra da Klara’ya gösterirler ve gösterirlerken abisi: ‘’Baksana golf sopası gibi semsert!’’ der. Gülüşerek giderlerken: ‘’Vay a.q. ne kadar büyük bir alet lan!’’ derler.  

 

Annesi ve babası kavga ederken Klara kapının önünde oturmaktadır. Lucas gelir ve onu öyle görür. Lucas’ın ‘’Kavga mı ediyorlar?’’ sorusunda Klara şöyle cevap verir: ‘’Babam poposuna tekmeyi yiyebilir.’’

 

Lucas kreşte diğer çocuklarla oynarken Klara gelir ve Lucas’ı dudağından öper. Lucas cebinden Klara’nın koyduğu mektubu bulur ve ona iade eder. Klara büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır. Gururundan ‘’O benim değil.’’ der ama Lucas inanmaz. 

 

Okul çıkışında Klara müdür odasında kalır. Müdüre Grethe’ye ‘’Lucas’tan nefret ediyorum.’’ der, ‘’Aptal biri ve çirkin. Hem de pipisi var.’’ Grethe: ‘’Herkeste var.’’ yanıtını verdikten sonra Klara abisinin ona penis fotoğrafı için söylediği şeyin benzerini söyleyerek: ‘’Ama onunki beyzbol sopası gibi semsert.’’ der. Üstüne bir de kalp şeklinde kurabiye çıkararak ‘’Bana bunu verdi ama ben istemedim.’’ diye uydurur. 

 

Lucas geyik avına çıkmaktadır. Erkek erkeğe masa muhabbetinde avladıkları geyiklerden bahsederler. Lucas’ı kız arkadaşı Nadja aradığında dırdır yapar: ‘’Neden beni aramıyorsun?’’ Lucas ona arkadaşlarıyla erkek masasında olduğunu söylemez. ‘’Toplantıdayım.’’ der. Bu, erkeklik dayanışmasının korunduğu ve güvenli bir alan olarak inşa edildiğini göstermektedir. Lucas masaya döndüğünde arkadaşı Bruun: ‘’Kızla mı konuştun?’’ diye takılır. Lucas ‘’Bir sus be.’’ der. Sonra Lucas için bütün masa tezahürat etmeye başlar. 

 

Theo aşırı sarhoş olduğu zaman Lucas’ın dudağını öpecek kadar onu samimi görmektedir.  

 

Grethe, Lucas’ı odasına çağırır ve kim olduğunu söylemeden Klara’nın anlattıklarını aktarır. Lucas şaşırır. Grethe durumu kafasında netleştiremediğini söyler. 

 

Grethe, Klara’nın yaşadığını iddia ettiği olayı dinlemek için uzman Ole’yi çağırır ve üçlü bir görüşmeye girerler. Ole, Klara’ya ‘’Grethe’ye söylediğini tam olarak bana da söyleyebilir misin?’’ der. Klara susar. Grethe: ‘’Lütfen, kalp şekildeki kurabiye hakkında bana söylediklerini ona da anlat.’’ der. Klara ‘’Bir şey söylemedim ki.’’ diye yanıt verir. Ole: ‘’O zaman Grethe uydurdu mu? Yoksa her şeyi uyduran sen misin?’’ dediğinde Klara ‘’Hayır.’’ diye yanıt verir. Ole: ‘’Güzel. O zaman bana anlatmayı dene.’’ der. Grethe: ‘’Anlatabilirsin.’’ diye Klara’ya destek olmaya çalışır. Ole: ‘’Söylediklerin doğru mu? Yani gördüğün Lucas’ın pipisi miydi?’’ diye sorar. Klara konuşmadan olumsuz anlamda başını sallar. Ole: ‘’Bana Lucas’ın ne yaptığını anlatabilir misin? İstersen bir kısmını anlatabilirsin.’’der. Klara: ‘’Oyun oynamaya gitmek istiyorum.’’ diye yanıt verir. Gretha: ‘’Ama cevap vermen lazım.’’ der, ‘’Korkma. Ole sana zarar vermez. Sadece ne olduğunu bilmek istiyor.’’ ‘’Sana pipisini burada mı gösterdi?’’ diye sorar Ole, ‘’Burada mıydı Klara?’’ Ole cevap alamayınca tekrarlar: ‘’Klara?’’ Klara bu sefer olumlu anlamda kafasını sallar. Ole: ‘’Tamam başını sallayabilirsin.’’ der ve sorar: ‘’Burada, kreşte mi oldu?’’ Klara olumlu anlamda kafasını sallar. Ole: ‘’Ondan sonrasını anlatsana.’’ der, ‘’Grethe’ye pipisinin semsert olduğunu söylemişsin. Pipisi tamamen sertleşmiş miydi?’’ Klara: ‘’Sanırım öyle, tam hatırlamıyorum.’’ der. Ole sorar: ‘’Peki, sana pipisini gösterdi mi?’’ Klara olumlu anlamda kafasını sallar. Ole: ‘’Klara. Lucas’tan bahsetmek seni rahatsız ediyor mu?’’ diye sorar. Klara olumlu anlamda kafasını sallar. Ole sormaya devam eder: ‘’Yaptığı şey hoşuna gitmediği için mi?’’ Klara bu soruya da olumlu anlamda kafasını sallayarak yanıt verir. Ole sonrasında şunu der: ‘’Klara, sorularıma cevap vererek büyük bir iş başarıyorsun. Neredeyse bitirmek üzereyiz. Pipisini sana gösterdikten sonra ne yaptı?’’ Klara: ‘’Bilmiyorum.’’ diye yanıt verir.  Ole sorar: ‘’Onu sana değdirdi mi?’’ Biraz durduktan sonra devam eder: ‘’Hatırlıyor musun? Beyaz bir şey çıktı mı?’’ Grethe’nin midesi bulanır ve kusmak için dışarı çıkar. Ole şöyle bitirir: ‘’Hepsi biraz fazla oldu sanırım. Oynamaya gidebilirsin artık.’’ Klara çıkarken Grethe sorar: ‘’Sence?’’ Ole şunu der: ‘’Evet, bir gözümüz onun üstünde olsun.’’ Açıkçası bu sahneyi bütün detayıyla yazmak istedim. 

 

Bu görüşme sonucunda olayı diğer velilere ve polise bildirme kararı alırlar. Lucas’ı evine gönderirler. Grethe çocukların cinsel şiddet gibi bir konuda yalan söyleyeceğini düşünmemektedir.  Grethe durumu önce Klara’nın annesine anlatır. Sonra da veli toplantısında diğer velilere durumu bildirir. Diğer çocukların da taciz mağduru olabileceği ihtimali ve çocuklarda altını ıslatma, baş ağrısı, kabus görme gibi belirtilerin ortaya çıkabileceği konusunda bilgilendirme yapar. 

 

Marcus Lucas’ı telefonla arayarak onun hakkında bir şeyler duyduğunu ve artık görüşme izni olmadığını söyler. Marcus’a durumu haber veren kişi Grethe’dir. Lucas bu durumu konuşmak için okula gittiğinde Grethe ona hakkında istismar suçlaması yapan çocuğun Klara olduğunu öğrenir. Grethe ve öğrenci velileri yani herkes, ona artık istismarcı gözüyle bakmaktadır. Onu okuldan kovarlar. 

 

Lucas Theo’nun evine konuşmaya gider. Theo, Klara’yı iyi tanıdığını ve çocuğunun bugüne kadar hiç yalan söylemediğini iddia ederek Lucas’a şunu der: ‘’Neden yalan söylesin ki?’’ Genelde cinsel şiddet konularında mağdur tarafa inanma eğiliminde olunur. Cinsel şiddetin faili olduğu iddia edilen kişi toplumda artık insan olarak görülmez. Theo ve Agnes, Lucas’a inanmazlar ve onu evden kovarlar. 

 

Klara annesi Agnes’e, Lucas’ın kendisini taciz etmediğini; aptalca bir şey söylediğini söyler. Bütün çocukların bunu konuştuğunu ekler. Ama annesi hala Lucas’ın onu istismar ettiğine inanmaya devam eder: ‘’Hafıza unutmayı seçer.’’ der. 

 

Aileler, Lucas’ın sevgilisi olan iş arkadaşı Nadja’yı yanlarına çağırırlar ve diğer çocuklarda istismar belirtilerinin olduğunu söylerler. Onunla görüşüp görüşmediğini sorarlar. 

 

Klara, Lucas’ın kapısını çalar. Fanny’i yürüyüşe çıkarmak istiyordur. Lucas’ın evine annesinin haberi olmadan gelmiştir. Klara ağlamaklı bir şekilde şunu der: ‘’Bana kötü şeyler yaptığını söylüyorlar.’’ Lucas şunu sorar: ‘’Sen de mi öyle düşünüyorsun?’’  Klara: ‘’Bilmem, hatırlamıyorum.’’ der. Lucas: ‘’Ben sana ne yaptım?’’ diye sorunca Klara ağlayarak: ‘’Artık hatırlayamıyorum. Diğerlerini de’’ der. Lucas ‘’Diğerleri kim?’’ diye sorarak Klara’ya dokunmaya çalışınca Klara geri çekilir ve ‘’Korkuyorum.’’ der. Lucas: ‘’Eve gitmek ister misin?’’ diye sorunca Klara onaylar. 

 

Nadja da şüphelenir ve Lucas’a ‘’O kıza dokundun mu?’’ diye sorar, ‘’Sen hasta ruhlu birisi değilsin, değil mi?’’ Lucas ona ne düşündüğünü sorduğunda ‘’Aklım karıştı.’’ diye cevap verir. Lucas iki defa ‘’Sence ben hasta mıyım?’’ diye sorduğunda Nadja: ‘’Hayır.’’ der. Lucas, Nadya’nın ona inanmamasına sinirlenerek onu yaka paça evden kovar. Ona güvenmeyen biri ile işi olamaz.  

 

Lucas baskı altında o kadar gerilmiştir ki kapı çalınmasını linç girişimi zanneder. Oysa ki kapıdaki Marcus’tur. Marcus’un babasının yanına geldiğinden annesinin haberi yoktur. Lucas’ın yanında duran arkadaşı, Marcus’un da vaftiz babası olan Brunn gelir ve Marcus’a avcılık lisansının ne durumda olduğunu sorar. 16 Ekim’de gelecektir. Brunn, Lucas’a şunu der: ‘’Günü geldiğinde erkek adam çocuk olur, çocuk da erkek adam.’’ Lucas, Marcus’a annesine haber vermesini söyler. 

 

Marcus süpermarket alışverişi yaparken market sorumlusu gelir ve Marcus’a şunu der: ‘’Lucas’a söyle, ne onun ne de senin buraya gelmesini istemiyoruz. Bilirsin, başka müşteriler var.’’ Marcus hiçbir şey söylemeden oradan ayrılır. 

 

Lucas tutuklanırken Marcus’a, annesine onu alması için haber vermesini söyler. Marcus, Lucas’ın evine girmek ister ama anahtar yoktur. Anahtar olup olmadığını sormak için Theo’ların evine gider. Marcus, Theo’yla konuşmak istediği için Theo onu eve buyur eder. Marcus, Theo ve Agnes’e ‘’Babama yardım edecek misiniz? Bu konuyu tekrar düşünemez misiniz?’’ diye sorar, ‘’Babam söylediğiniz şeyleri yapmadı’’ der. Klara’ya ‘’Babam hakkında neden yalan söylüyorsun?’’ diye çıkışır. Klara: ‘’Yalan söylemiyorum.’’ der. Marcus sinir krizi geçirerek Klara’yı çekiştirir ve bir daha ‘’Babam hakkında neden yalan söylüyorsun?’’ der, sonra da yüzüne tükürür. Marcus’u ittirerek evden kovarlar. Johan, Marcus’a küfreder. Bunun üzerine Marcus, Johan’a tokat atar. Johan da ona iki defa vurur ve onu yere düşürür. Theo, Marcus’u ittirerek onu ‘’Evine git.’’ diyerek kovar. Marcus bağırarak onlara küfreder. 

 

Marcus Brunn’un evine gider. Brunn’un anlattığına göre bütün çocuklar Lucas’ın evinin bodrum katından bahsetmişlerdir ama polis sorgusunda Lucas’ın evinde bodrum katı olmadığı ortaya çıkmıştır. ‘’Çocuklar genelde gerçek olmayan şeyleri uydurmaktan çekinmez. Kendi hayal güçleri mi, akranlarının yaptıklarını ya da anne babasının söylediklerini tekrar etmek mi bilmiyorum. Çocukların her zaman yalan söylediği varsayılmıştır. Ne yazık ki çok fazla yalan söylüyorlar.’’ Brunn’un sözleri durumu özetlemektedir.

 

Lucas serbest kalır. Marcus’la evdelerken biri camı taş atarak kırar. Lucas tüfeğini alır ve sokağa çıkar. Camı kıran kişi her kimse Fanny’i öldürüp evinin önünde poşete koymuştur. Bunu gören Marcus sinir krizi geçirir. Lucas onu sakinleştirerek eve sokmaya çalışır. 

 

Lucas, Marcus’u annesine göndermiştir. Köpeğini gömerken yalnız kalmak istemektedir bu yüzden Brunn’u tersler. 

 

Lucas alışveriş yapmak için süpermarkete girer. Kasap reyonuna gidip 2 pirzola ister. Reyondaki görevli pirzola kalmadığını söyler. Lucas pirzolaların orada olduğunu görmektedir. Görevli ‘’Sana bir şey satmayacağım.’’ deyince Lucas ‘’Buraya gelmeye hakkım var.’’ der. Adam ‘’Defol git.’’ diye onu tersler. Lucas ‘’2 pirzola istiyorum.’’ diye diretince adam Lucas’ın yüzüne yumruk atar. Mağaza sorumlusu gelir ve Lucas’a şunu der: ‘’Derhal gidiyorsun ve bir daha buraya gelmiyorsun.’’ Lucas ‘’Birine vurmak bu kadar kolay mı?’’ diye söylenir ve pirzolaları almakla diretir. Bunun üzerine iki kişi Lucas’ın üzerine saldırırlar ve itekleyerek dışarı atarlar. Attıktan sonra birkaç görevli Lucas’ı taşlarlar. Lucas markete geri girer. Ona yumruk atan görevli Lucas’ın yolunu kesip gitmesi gerektiğini söyleyince Lucas ona kafa atar. Bunun üzerine pirzolaları verirler ve Lucas gider. Burada Lucas erkeklik onurunu korumuştur. Theo, Agnes ve Klara arabanın içerisinden Lucas’ı, yüzü gözü kanlar içerisinde kötü halde yürürken görürler. 

 

Lucas kiliseye duaya gelir. Herkesin şaşkınlığı içerisinde boş bulduğu bir yere oturur. Lucas ve Theo dua boyunca göz göze gelirler. Theo ve Agnes’in konuştuğunu gören Lucas ağlayarak sinirlenir ve çocuklar sahnedeyken Theo ve Agnes’in yanlarına gider ve ‘’Ne konuşuyorsunuz?’’ diye çıkışır. ‘’Bana bir şey mi söyleyeceksiniz?’’ diye kitap fırlatır. Sinirinden bağıra çağıra Theo’ya birkaç yumruk atar. Agnes: ‘’Sapık herif.’’ diye bağırırken Lucas Theo’nun kafasını tutarak ‘’Gözlerimde ne görüyorsun, hiçbir şey. Çünkü hiçbir şey yok. Artık beni rahat bırakın.’’ der. İnsanlar Lucas’ı dışarı çıkarırlar. Bu arada Klara her şeyi izlemiştir. 

 

Theo kızının odasına girip yatarken baktığı sırada onun kendi karanlık görüntüsünü Lucas zannedip ‘’Lucas.’’ diye sayıkladığını görür, ‘’Böyle olmasını istememiştim.’’ Klara babası Theo’ya şunları söyler: ‘’Ben bazı aptalca şeyler söyledim. O hiçbir şey yapmadı.’’ Theo artık Lucas’ın masum olduğunu anlamıştır. 

 

Bu olaylar olduktan aylar sonra her şey normale dönmüş gibidir. Lucas, Nadja ile barışmış, arkadaşlarının arasına yeniden karışmıştır. Lucas’ın çevresindekiler, oğlu Marcus’un erkekliğe geçişini yani avcılık lisansını alıp ormanları fethetmesini hep beraber kutlamaktadırlar. Brunn, Marcus’a tüfek hediye ederken bu hediyeyi Lucas’ın verdiğini söyler. Nesillerdir ailenin olan o tüfek artık Marcus’undur. Brunn şunu der: ‘’Senin büyükbaban ailesinin karnını doyurmaya başlamadan önce bir sürü geyiği ıskalamıştı. Bunu sakın unutma.’’ Lucas Klara ile de arasını düzeltmiştir. Ama Lucas Johan’la selamlaşırken Johan ona soğuk davranmıştır. Sanki buzlar tam erimemiş gibidir. 

 

Marcus, Lucas ve arkadaşları hep beraber ava çıkarlar. Lucas oğluna avcılığı öğretmektedir. Lucas yalnız kaldığında kafasının üstünden ateş edilir ve Lucas yere çöker. Hayalinde birinin ona tüfek doğrulttuğunu görür. Lucas çevresinde ona karşı yayılan önyargılı fikirlerin kurbanı olmuştur. 

 

 

 

 

 

 

KURAK GÜNLER

Kurak Günler filminin geçtiği Yanıklar isimli taşra kasabasında kuraklık ve obruklar vardır. Belediye sakinleri havaya tüfekle ateş ederek d...