Bu yazıyı zihnimi susturamadığım için günlük hayatımı devam ettirmede zorlandığım bir psikolojik atak yaşadığım bir gün gittiğim Krav Maga kursunda lapalara vuruşlar yaptıktan sonra kendimi çok iyi, zinde ve vaktimi o gün ilk defa o saatlerde konsantre olarak bir şey gerçekleştirmiş hissettikten sonra yazıyorum.
Erkek olmayı tanımlayacak olursak, erkek olmak kadın olmamaktır. O kendini farklılaştırma hali ve üstün olma arzusu genel olarak hayata dair güçlü bir duruş sergileme ihtiyacıdır. Bu arzu ettiğimiz, kafamızda canlandırdığımız, hayalini kurduğumuz o üstün olma halini gerçekleştiremediğimizi düşündüğümüz zaman ne olacak? İçimizde susturamadığımız bir sesi mi besliyor oluyoruz?
Ona erkeklik öğreten birinin (filmde baba figürüdür) eksikliğini hisseden anlatıcı Tyler soluğu terapi gruplarında alır. Testis kanseri dayanışma grubunda kadın göğsü olan Bob yoldaş olarak gördüğü anlatıcı Tyler’a sarılarak yardım çığlığı gibi bir cümle kullanır: ‘’Hala erkeğiz.’’ Anlatıcı Tyler da bundan beslenerek ‘’Evet erkeğiz.’’ der ve ekler: ‘’Hepimiz erkeğiz’’
Bu ‘’Hepimiz erkeğiz.’’ vurgusunda şu var. Biz benzeriz. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var ve biz beraber güçlüyüz.
8 ay önce Bob’un testisleri alınmıştı. Ardından hormon tedavisi başladı. Östrojen yüzünden göğüsleri büyüdü. Kadın gibi göğüsleri olan bir erkek olmak kötüdür, çünkü ne dedik, erkek olmak kadın olmamaktır.
Bob şampiyon bir bodyciydi. Steroid kullanmıştır. Yani kendisini daha erkek kılabilmek için hormon takviyesi almıştır. Onu üstün kılacak vücuda sahip olduktan sonra artık bu üstünlüğünü kaybetmiştir ve dibe vurmuştur; parasız kalmıştır, karısından boşanmıştır ve iki çocuğu onunla görüşmemektedir.
Testis kanserinden sonra ensest ilişki mağdurları toplantısına gitmiştir. Sonra tüberküloz vb… Kendisi bu sorunları yaşamadığı için konuşmuyordu, insanlar o konuşmadığı için içindeki travmayı açığa vuramadığını zannediyordu. Ama anlatıcı Tyler içindeki gerçek sorunu bulamama ve yanlış yerde arama halinin getirdiği bağımlılığı özgürlük zannediyordu.
Anlatıcı Tyler hoşlandığı kız Marla’yı ilk gördüğünde şöyle der: ‘’O her şeyi mahfetti.’’ Yaraları sarmak için bulduğunuz sahte çözümler gerçek sorunu büyümüş bir şekilde açığa çıkartır. Anlatıcı Tyler şunu der: ‘’Bir tümörüm olsaydı adını Marla koyardım.’’ Anlatıcı Tyler, onunla tanıştıktan sonra Tyler karakterini yaratır. Tyler aslında kendisidir, kendi içindeki potansiyeli gerçekleştiren kendisi.
Anlatıcı Tyler ile Marla terapi gruplarının günlerini paylaşırken Marla anlatıcı Tyler’a şunu der: ‘’Testis kanseri grubunu ben hak ediyorum, çünkü senin hala testislerin var.’’
‘’Her an ölecekmiş gibi yaşa.’’ Yani Bob’un yaşadığı gibi bir dibe vurmayı yaşamamak için her an hayata karşı güçlü durmak ve bununla motive olmak. Bu benim gibi intihara teşebbüs ve ağır depresyonu erkek özümü bularak atlatan biri için çok anlamlı.
Anlatıcı Tyler şu soruyu sorar: ‘’Farklı bir yerde uyanırsanız, farklı bir insan olarak uyanabilir misiniz?’’ Hastanede ölmediğimi anlayıp gözlerimi açtığımda hissettiğim şey tam olarak buydu. Artık o Mahir değildim, asla olmayacaktım, olmamak için elimden geleni yapacaktım.
Bu travmayı neden yaşamıştım? Toplum tarafından baskılanan erkekliğim ve beni savunmasız kılabilecek psikolojik rahatsızlıklarım beni daha erkek kılmak için motive etmeyip değersizlik ve yetersizlik duyguları uyandırıyordu ve bunun dolayısıyla hayatıma giren erkekleri kendi gelişimim için fırsat olarak görmek yerine benim başaramadığım şeyleri başarabildikleri için kıskanıyordum. Bir kadını üst düzey yapan şey fiziksel güzelliğidir. Ben de hayatım boyunca hep en üst düzey fiziksel güzellikteki kadınları arzuladım ve onlara karşı kontrolsüz bir takıntı davranışı göstererek zayıflığımı belli ettim. Yani onları tatmin edecek bir adam olamadım. Birlikte olmak için hiçbir engel yokmuş gibi gözüken çekiciliği yüksek bir kadın karşısında hissettiğim derin çelişki kendimden nefret etmeme neden oldu.
Anlatıcı Tyler evi yandığında Tyler ona şöyle der: ‘’Daha kötüsü de olabilirdi. Bir kadın sen uyurken penisini kesip bir arabanın camından atabilirdi.’’ Kadının bunu yapabilme ihtimaline karşı savunmasız hissetmek şöyle bir şey: Üst düzey güzelliği ve cinsel cazibesi olan kadın kendimden daha üstün gördüğüm bir erkeği kabul edip beni reddedip üstüne benim toplumsal hiyerarşinin en dibinde olduğumu bir kaç defa söylemesi benim erkekliğimi elimden alma çabasıydı. ‘’Bu ihtimal hep var.’’ der anlatıcı Tyler. Böyle bir ihtimalin varlığını kabul etmiyorum.
Anlatıcı Tyler’ın iç sesi olan Tyler: ‘’Bana bütün gücünle vurmanı istiyorum.’’ der. Anlatıcı Tyler daha önce hiç kavga etmemiştir. Onun için kavga edebiliyor olduğunu hissetmek önemli bir şeydir. Bunun için de ilk adım olan o yumruğu atmaya cesaret edebiliyor olması gerekir. Elinin acımasını umursamadan bütün enerjinle o ilk yumruğu attığın zaman kendini iyi ve güçlü hissedeceksin. Anlatıcı Tyler önce direnç gösterir: ‘’Kavga etmek kötü bir şey.’’ Bu toplumun ona inandırdığı bir yalandır. Gerçek Tyler’ın söylediği gibidir: ‘’Kavga etmeden kavga etmenin ne olduğunu bilemezsin.’’ Tyler’ın sahip olmak istediği yara izi onun dayanıklılığının sembolüdür. Bu zarar verilmeye çalışılan ama zarar verilemeyen güçlü bir erkek olmanın göstergesidir. Dövüştükten sonra bu aktivite anlatıcı Tyler’ın hoşuna gittiği için şunu der: ‘’Bunu bir daha tekrarlayalım.’’
Baba figürü eksikliğini sorgulayan Tyler şunu der: ‘’Biz kadınlar tarafından büyütülmüş bir nesliz. Aradığımız şey bir kadın mı merak ediyorum?’’ Ben de bu soruyu erkek özümü keşfettikten sonra çok soruyorum: Aradığım şey bir kadın mı? Yoksa kendi erkekliğimi gerçekleştirmeye duyduğum arzu ve bundan duyduğum tatmin mi?
Dövüş klübünün büyüyor olması yalnız olmadıklarını gösteriyor. Erkek olma mücadelesinde yalnız olmadığını, bu dayanışma duygusunu hissetmek büyük bir güç. Dövüş klübünü yöneten, kuralları koyan Tyler’dır. Diğerleri ona itaat etmektedir. Dövüş klübünün bir kuralı ‘’Biri pes derse, sakatlanırsa ya da bayılırsa dövüş biter.’’ Ama anlatıcı Tyler ilerleyen zamanlarda bu kuralı çiğnemiştir. Bir adamı yüzü deforme olana kadar dövmüştür. Bu kontrolden çıkmış olma hali içinde kopan fırtınaların bir dışavurumudur. Ben de kendimi benzer bir şekilde birisini alt ettiğim zaman bundan duyduğum zafer sarhoşluğuyla gücümü ispat etmeye devam ederken bulabileceğimi düşünüyorum.
Dövüş insanın dayanıklılığını arttırır. Aynı zamanda anda kalmanı sağlayan bir meditasyondur. Anlatıcı Tyler artık ait olmadığı terapi gruplarına gitmemektedir. Marla’ya yeni bir yer bulduğunu söylemiştir. ‘’Sadece erkekler için’’ demiştir. Bu benzerlik ve deneyim paylaşımının verdiği haz herkesin erkek olmasıdır. Erkeklerin dünyasına giren bir kadın erkekler gibi olamazsa bu farklılığı erkeğe ne hissettirir?
Marla ile anlatıcı Tyler değil Tyler sevişmiştir. Marla için şunu demiştir: ‘’O ev hayvanı gibi vahşi bir hayvan. Ondan uzak durmalısın. ‘’ Tyler’ın üstün erkek oluşu Marla’ya şunu dedirttirmiştir: ‘’İkokuldan beri böyle sevişmemiştim.’’ Tyler’ın gücü Marla’yı çılgınlar gibi inletmesinde saklıdır. Tyler bunu bir penis sahibi olduğu için değil güç sahibi olduğu için ve bunu hissettirdiği için yapar. Anlatıcı Tyler ise Tyler’ın güç uygulamaktan duyduğu zevkle çıkardığı sesten, Marla’nın itaat etmekten duyduğu hazla çıkardığı sesten ve o dominasyonun ürünü olan çarpma sesinden rahatsızlık duymaktadır. Tyler Marla ile bunları yaşarken anlatıcı Tyler Marla’ya arkasını dönerek mastürbasyon yapmaktadır.
Tyler anlatıcı Tyler’ın eline zehir dökerek acıyı deneyimlemesini sağlar ve şunu der: ‘’Yalnızca her şeyi kaybettikten sonra istediğimizi yapmakta özgür oluruz.’’ Kendime öyle bir hayat kurmuşum ki bu yazıyı yazdığım için kaybedeceğim hiçbir şey yok, ve o sayede özgürüm.
Anlatıcı Tyler o kadar aydınlanmıştır ki iş yerinde kravat takmak içinden gelmez. Davranışları daha kendinden emin ve özgüvenli olmuştur.
Anlatıcı Tyler Bob ile karşılaşır. Bob da kendisine gerçek iyi gelen şey olan dövüş klübünü bulmuştur.
Tyler insanın sahte tatminler üreterek, nefret ettikleri işlerde çalışarak köle olup potansiyelini heba ettiğini söyler. Bunlardan kendini özgürleştirip daha güçlü bir insan olarak hayatını sürdürmek de mümkündür.
Tyler bir ödev verir. Dövüş klübü üyeleri hiç tanımadıkları biriyle dövüşüp kaybedecektir. Filmde çoğu insan, ‘’normal’’ insanlar kavga etmemek için hemen hemen her şeyi yapar denmektedir.
Anlatıcı Tyler ve Tyler dövüş klübü üyelerini sözle aşağılayarak gücünü test etmeye çalışmaktadır. Diğerleri bu yoldaşlık duygusuyla karışık aşağılanma halinden memnun olmaktadır.
Dövüş klübü gelişir ve isyan eylemleri başlatır. Bu gücü ele geçirme halinin bir sembolüdür. Tyler anlatıcı Tyler’a bir nasihat verir: ‘’Her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç ve sadece akışına bırak.’’
Tyler birden ortadan kaybolur. Bu anlatıcı Tyler’ın kendisini bulma serüveninde ilerleme kaydettiğinin bir göstergesidir. Tyler ortadan kaybolduğu için anlatıcı Tyler boşluğa düşer. Sonra anlatıcı Tyler Tyler’ın kendisi olduğunu keşfeder.
Tyler anlatıcı Tyler’ı kendisiyle yüzleştirirken şunu der: ‘’Hayatını değiştirmek istedin. Bunu tek başına yapamazdın. Olmak istediğin her şey mi, benim. Görünmek istediğin gibi görünüyor, sevişmek istediğin gibi sevişiyorum. Ve en önemlisi senin olmadığın kadar özgürüm. İnsanlar bunu her gün yapıyor. Kendileriyle konuşuyor, kendilerini istedikleri gibi görüyorlar. Onlarda sende olan cesaret yok. Devam edemiyorlar. ‘’ İnsanın kendisine sürekli başka insanlarda bulunmayan cesaretin kendisinde bulunduğunu söylemesi kendisini değerli ve yeterli hissetmesine yardımcı oluyor. Böyle düşünebiliyor olma yetisine sahip olmak bana kendimi mutlu ve güçlü hissettiriyor. Tyler diyor: ‘’Bununla doğal olarak mücadele ediyorsun. Bazen yine kendin oluyorsun. Yavaş yavaş kendini bırakıp Tyler Durden oluyorsun.’’ Filmin sonunda anlatıcı Tyler ve Tyler kavga ederler ve anlatıcı Tyler Tyler’ı öldürür, çünkü artık ona ihtiyacı yoktur. Anlatıcı Tyler Marla’nın elini tutarken şunu der: ‘’Beni çok garip bir zamanımda tanıdın.’’ Ve her yer patlar. Anlatıcı Tyler gücü elde etmiştir artık.
İnsana dair konularda şöyle düşünerek motive olmak lazım: Başkası yapabiliyorsa ben neden yapamayayım. Önce zihninde olmak istediğin o Tyler Durden erkeğini yaratıyorsun. Beynine bunu yerleştirip kendini o erkekmiş gibi inandırıyorsun. Sonra adım adım o erkeğe yaklaştığını hissediyorsun, sabırla mücadele ediyorsun ve karşılığını alıyorsun.
Benim için erkeklerden de hoşlandığımı tam olarak kabul etmem erkek özümü keşfetmemden sonra yavaş yavaş kabullendiğim, kendimde keşfettiğim bir şey. İçimdeki arzuyu Tyler’ın dediği gibi kontrol etmeye çalışmıyorum, akışına bırakıyorum. Benim için bir erkekten erkekliği öğrenme seansı kendi erkekliğimi inşa etme projesinin bir parçası. Bu güç ilişkilerini sorgulayarak tatmin olma halimi çok seviyorum. Erkek olmanın keyfi verdiğim emek sonucunda aynaya her baktığımda kendimi daha erkek gördüğüm zaman kendi gücümü keşfetmiş olmanın tatminidir.
Sosyal medyada isimsiz yayınlanan bir yazı ve altına yazılan yorumlar hakikatten nefret edip kendini yalanlara inandırmayı seçen toplum yapısının ne kadar hasta olduğunu gösterir nitelikte: ‘’Erkekler spor yapmasın, kadınlara tecavüz ederler.’’ Erkeklik deneyimine iftiralarla cinsellikteki onay, rıza kavramlarını bilmeden çamur atanların iki amacı olabilir: Kendisi erkek olamadığı ya da olma cesareti gösteremediği için ezik hissedip bununla halleşemeyip çamur atarak üste çıkmak. Ya da muhakeme edemediği şeyi anlamıyorsam kötüdür mantığıyla aşağılamaya çalışmak. Spor yapmak hem fiziği hem ruhu geliştiren bir aktivitedir. Cinselliği tecavüzle eşdeğer görmek toplumun bize söylediği bir yalan, bir manipülasyondur. Kadının zevk çığlıkları karşısında kötü hissetmek de başkasının normlarının senin zihnini ele geçirmiş olma halidir. Benim sahip olamadığım kadına sahip olan adamın kadına attırdığı o azgın zevk çığlıklarını övünerek anlatması karşısında bir yoldaş olarak başarısını takdir etmek yerine yoğun bir kıskançlık duygusuyla yerin dibine batıyorsam bende bir sorun vardır. Kıskançlık duygusu çok tehlikeli ve arkadaşlık ilişkisini bozuyor. Birini ne kadar sevdiğini, değer verdiğini onunla ilişkiyi kestikten anlıyorsun. Ben bir erkeği sevebileceğimi tahmin etmezdim, kendi erkekliğimle sorunum olduğu için erkeklere duyduğum hisleri baskıladım. Şimdi ise daha güçlü çıkıyorum. Erkeklerden hoşlanmıyorum çünkü erkeğim yalanını kendime söylemeyi bıraktım. Başkasının da benim erkekliğimi sınava tabi tutup yargılamasına izin vermiyorum. Ama herkes herkesi anlamak zorunda da değil. Kendi doğrusunu tek doğru kabul ederek zorbaca davranmasın insanlar yeter ki.