John Nash iyi bir okulda matematik okumaktadır. Hayal ürünü olan Charles Herman onun en iyi arkadaşıdır. Herman’a insanlarla pek geçinemediğini söylemektedir. İlkokul öğretmeni ona çok gelişmiş bir beyninin ama hiç gelişmemiş bir kalbinin olduğunu söylemiştir. Nash insanlardan pek hoşlanmamaktadır, insanlar da ondan hoşlanmaz. Bunun yanına Nash çok hırslıdır, sürekli başarılı olmak ister.
Barda Neils adında bir kız Nash’e bakmaktadır. Arkadaşları kızın yanına gitmesi için onu cesaretlendirir ve o da yanına gider. Bir süre sessiz dururlar. Kız ondan bir şey söylemesini bekler. Sonra kız ‘’Belki bana bir içki ısmarlamak istersin.’’ der. Nash: ‘’Benimle yatman için ne söylemem gerektiğini bilmiyorum ama tüm gerekenleri söylediğimi varsayabilir miyiz? Ne de olsa basit bir sıvı alışverişinden bahsediyoruz. Yani hemen seks kısmına geçebilir miyiz?’’ Neils ‘’Bu çok hoştu.’’ der ve Nash’e tokat atar ve ‘’İyi geceler gerizekalı.’’ der. Yani Nash’i anlamamıştır. Nash direk seksten bahsedince Neils Nash’i tacizci konumuna sokmuştur.
Nash ve arkadaşları Neils’i bir daha görürler. Nash şunu der: ‘’Hepimiz sarışına asılırsak birbirimizin önünü keseriz. Hiçbirimiz onu elde edemeyiz. Sonra arkadaşlarına asılırız ama hiçbiri bize yüz vermez çünkü kimse ikinci tercih olmaktan hoşlanmazlar. Ama kimse sarışına asılmazsa? Birbirimizin yoluna çıkmayız ve diğer kızları da aşağılamamış oluruz. Hepimizin kazanmasının tek yolu bu. Adam Smith şunu der: ‘’Grupta en iyi sonuç almak için herkes kendi için en iyi olanı yapmalıdır.’’ Doğru ama eksik. Çünkü en iyi sonuç almak için gruptaki herkes hem kendi hem de grup için en iyi olanı yapmalı. ’’ Bunları dedikten sonra mekandan koşarak ayrılırken önüne çıkan Neils’e ‘’Teşekkür ederim.’’ der ve gider. Neils şaşırır.
Nash’in ders verdiği okulda öğrencisi Alicia Larde Nash’i yemeğe davet eder. Onunla yemeğe çıkarlar. Nash ona kendisinin insan ilişkileri ve toplumsal davranışlar üzerine çalışması gerektiğini söyler. Birbirlerine karşı romantik duygular beslemeye başlarlar.
Beraber gittikleri piknikte Nash Larde’e arkadaş canlısı görünmek için davranışlarını cilalamak zorunda olmanın fazlasıyla zor geldiğini söyler. Doğrudan konuya girme huyu olduğunu ve bunun hoş karşılanmadığını söyler. Larde ‘’Bir de bende dene’’ der. Nash ‘’ Seni çekici buluyorum. Bana karşı saldırganca tavırların senin de beni çekici bulduğunu gösteriyor. Ama seks yapmadan önce platonik davranışlarda bulunmamız gerekiyor. Ben de kurallara uymaya çalışıyorum ama aslında tek istediğim seninle bir an önce cinsel ilişkiye girmek.’’ Larde bunun üzerine Nash’i öper. Yani onu anlayabilmiştir.
Bir sonraki buluşmalarında Nash Larde’e ‘’İlişkimiz uzun vadeli bir birlikteliğe dönüşebilir mi? Bir kanıta ihtiyacım var’’ diye sorduğunda Larde şunu der: ‘’Kusura bakma kendimi toparlamam lazım. Aşka dair çocukça fikirlerimi gözden geçirmeliyim. Kanıt mı? Evrenin büyüklüğü ne kadar? Sonsuz olduğunu nereden biliyorsun? Kanıtlanmadı’’ Nash: ‘’Emin değilim, sadece inanıyorum.’’ der. Larde: ‘’Sanırım aşk da bunun gibi bir şey.’’ Der. Evlenirler. Nash’ın şizofreni sürecinde de hep onun yanında durur. Nash Nobel ödülünü kazandığında ‘’Bu gece burada olmamı tamamen sana borçluyum.’’ diyerek Larde’e teşekkür eder.