15 Eylül 2021 Çarşamba

Sosyal Medya Kültürü

 


Sosyal medyada insanların kendine has yayının olması bireyin yükselişidir. Bu bireyin yükselişi farklı farklı mağduriyet deneyimlerinin kendisine yankı bulmasına zemin hazırlamıştır. İnsanların hiçbir baskı altında olmadan kendi yayınını yapması, otoriterliği zayıflatmış ve insanları kontrol edip hayatlarını yeniden dizayn etme çabasını boşa çıkarmıştır. 


Twitter’da çeşitli sosyal görüşler çoğunlukla anonim kimliklerle karşı karşıya gelmektedir. Öyle bir alandır ki herkes kendi sorunlarını ortak olarak yaşadığı birilerini bulup takip edebilir. Örneğin kişinin sosyal fobisi vardır, odasından dışarı çıkmıyordur ama bunu tweet olarak yazdığında 200 takipçisi dahil olmak üzere bütün dünya okur. Bu çok güçlü bir şeydir. 


Hakikati olduğundan farklı gösterme ideolojileri, bununla başa çıkamaz. Adam yalnızdır ama bilmektedir ki onun gibi yalnız olan bir sürü kişi vardır yani aslında yalnız değildir. Twitter’da tek ya da iki cümleyle yapılan kişisel gelişim hesapları mevcuttur, kişi Twit okuyarak kendisini geliştirebilmektir. 


Hashtagler insanların kendilerini ifade etmelerini sağlamaktadır. Örneğin #LGBT tagına hiçbir fark ve fikir hiyerarşisi olmadan herkes fikirlerini yazabilmektedir. Çoğunluğun neler yazdığı net görülmektedir. Homofobik,transfobik, mantık dışı bir tweet olduğunda hemen mention atıp, ya da alıntılayarak tepki verilebilmektedir. Ama aynı zamanda ters yüz edilmiş hakikat algısı ile gerçeklere de tepki verilebilmektedir bu durum da toplumun içinde bulunduğu durumu göstermektedir. Sosyal medyada, özelinde Twitter’da sosyal tepkiler ölçülebilmektedir.


Tabii yine de ayrımcılık yapmama gibi bazı kurallar vardır. Ama bu kurallar tweetin oluşturulma sürecinde bir baskıya sebep olmaz, sadece tweet şikayet edildiğinden 1 sene sonra hesap askıya alınır. Hesabı askıya alınan biri yeni hesap açar. 

13 Eylül 2021 Pazartesi

Kadın ve Erkek Arkadaş Olabilir Mi



Kadın ve erkeğin arkadaş olamayacağı yönünde bir görüş mevcuttur. Buna göre erkek kadından romantik/duygusal/cinsel beklentiye girecek ve kadın bunu reddettiği için karşılık bulamayacaktır. 


Kadın hakkındaki bir görüş kadının arkadaşları arasında bir ayrım yapamadığı yani erkek arkadaşlarını kız arkadaş gibi gördüğüdür. Bu iddiada şöyle bir kusur var. Kimse başkasının gözündeki değer yargısı ile kendi olmaz. Eğer o sizi kız olarak görecekse siz de onu erkek olarak görün. 


Kadın ve erkeğin arkadaşlık ilişkisinde iki taraf da birbirini arkadaş olarak görür ve bu bir uyumdur. Ayrımcılık karşıtı olmak insanların cinsiyetine bakmamaktır. Genelde kadınlara karşı daha mesafeli olduğum doğrudur ama kadın arkadaşlarım da vardır. 

Erkek fiziksel görüntüye bakarken kadın karaktere bakar. Bu karakter koruma, kollama becerisi; güçlü erkek imajıdır. Elbette ki sosyal konularda mutlak bir kesinlikten bahsedemeyiz, ama bu durum genelleme yapmaya engel değil. 


Kadını fiziksel olarak arzulayıp bu özelliklere sahip olmayan erkekler ne olacak? Bu özelliklere sahip olmak için kendini geliştirdiğinde şöyle bir durum ortaya çıkmasın? Artık kişi kendisine o kadar emek vermiştir ki kendisinin seviyesini düşürmek istemez. Hak etmediğini düşündüğü biriyle birlikte olarak kendisini kullandırmak istemez. 


Aslında kendisini kadın için geliştiren insan, motivasyonu kendisinde değil dışarıda olduğu için yanlış yapar. Kendisini kendisini sevdiği için değiştirdiğinde, doğru yolu bulur ve iç dünyasıyla barışı yakalar. O zaman da varlığını onaylamak için kimsenin sevgisine ihtiyacı kalmaz.  

12 Eylül 2021 Pazar

Israr



*Tetikleyici uyarısı* 


Kadınlarla, aslında sadece kadınlarla da değil genel olarak duygusal/romantik/cinsel ilişki kurmayı reddeden bir adam olarak ilişkiler üzerine yazıyorum. Bu bir çelişki değil, bir yandan bir şeyin nasıl olması gerektiği var, bir yandan da nasıl olmadığı. Terazinin kefesine koyduğumuz zaman nasıl riskler alınır, nasıl riskler alınmaz onu tartışalım. Örneğin kimse kırmızı ışıkta geçmez (yol boş olduğunda nadir de olsa geçenler var), çünkü kaza yapıldığında bedeli büyük olur. 


Toplumumuzda duygusal/romantik/cinsel ilişkiler kurmak sanki zorunlulukmuş gibi görülüyor. Sanki herkesin çok iyi bir cinsel hayatı olmak zorundaymış gibi. Bu cinsellik ve çocuk sahibi olabilmek için kağıt imzalatmaya kadar gidiyor. Bu toplumsal dayatma ve bir kadınla hayatını birleştirme fikri beni ürkütüyor. 


Düğünlerde göbek atıyoruz, birileri ayrıldığında üzülüyoruz. Gerdek gecesine büyük anlamlar yüklüyoruz, performans kaygısı yaratıyoruz. Normlar içimize kadar işlemiş. Bize dayatılan sisteme uyum sağlamakla görevlendirilmiş hissetsek de bunu kırmak mümkün. 


Bir kadın bizimle seks yapmak istemezse ne yapmalı? Israrcı olmadan başka kadına geçmeli. Çünkü ısrar hem sizi küçük düşürecektir, hem kadının eline koz verecektir, hem de etik olarak şiddetsizlik ilkesine ters düşecektir. Dünyada kadın mı kalmadı? 


Israr nedir? Örnek üzerinden açıklayalım: Bir kişi seks yaparken öpüşmek istemiyor diyelim. Zorla öpmeye çalıştığınız ve öpüşmenin cinsel norm olduğunu karşı tarafa söyleyip (bu konuda belki tecrübe/yaş hiyerarşisini kullanıp) onun da bundan zevk alacağını söylemeniz kişinin beden bütünlüğünü çiğnediğiniz için tacize girer. Peki öpüşmek istemediğini nereden anlayacağım derseniz, böyle bir hassasiyeti olan kişi mutlaka size söyler. 


Israr ne değildir? Beni tanıyan bilir. Hayatım boyunca ısrarcılığı sevmedim. Benim hatam hayat tecrübemin yetersiz olması sebebiyle kadınların eline beni etiketleyecekleri kozlar vermek olmuştur. Karşı tarafa çok hassas bir şekilde yaklaşmış olmama karşın, doğru olmayan bir takım hareketler sebebiyle damgalanmışımdır. Bu damgalanmanın sonrasında öfkeme yenik düşmüş ve sonrasında bu öfkenin bana zarar verdiğini keşfettiğimde bir rahatlama ve dinginlik yaşamışımdır. Israr ne değildir, dedik. Israr karşı tarafa “Hayır.” diyebilme hakkı, reddetme hakkı tanıma değildir. Ama telefon hattı değiştirip, sürekli telefon etme; bu bir had bildirmedir ve ısrara girer.*


Bir arkadaşım bir kadının içindeyken “İyi misin?” diye sorduğunda bunu eziklik olarak gördüğünü anlatmıştı. Başka bir kadın da çift kişilik yatağı yok diye onunla sevişmeyi reddetmiş. Başka bir kadın ise cinsel tecrübeden sonra anlaşamayınca onu penis boyutu üzerinden aşağılamış. Uzağa gitmeye gerek yok, kadınlar iç dünyasının güzel olup olmadığını anlayamadıkları erkekleri her gün fiziksel görüntüsü üzerinden Tinder’da no’ya basarak aşağılıyor. 


İnsanları nasıl çözeceksin? Önce onlarla vakit geçirmek gerekiyor (ve cinsel açıdan tanımak için de sevişmek gerekiyor). 29 yaşındayım, benim hayatım boyunca hoşlandığım hiçbir kadın buna izin vermemiştir. Bu yüzden çevremde beni çok seven arkadaşlarım olmasına rağmen hayatımda kadın neredeyse hiç olmamıştır. Bunun benim değil kadınların ayıbı olduğunu keşfettiğim an artık ayıp olmaktan çıkıyor, bırakalım benden uzak olsunlar. 


*Doğrusunu bilmek isterseniz, yaptığım telefon/internet sapıklığından derin bir pişmanlık duymuyorum. Sadece bu benim zayıflığımı göstermiş, onun eline koz vermiştir. O bana dava açmamıştır, ben de hiçbir şey olmamış gibi elimi kolumu sallaya sallaya sokaklarda gezmekteyimdir. O beni korumuş gibi bir şey olmuştur, ben bu durumdan rahatsızım. Düşünsenize ceza alsaydım belki daha dibe batardım ama sonra daha güçlü çıkardım, bu olasılık elimden alınmıştır. 










10 Eylül 2021 Cuma

Californication Dizisi Üzerine


 

Hank Moody bir yazardır, kadınlar ve cinsellik konusunda başarılıdır. Başkalarının eşleriyle yatmaktadır. Kendisinin Becca adında kızı vardır ve kızın annesi onu aldattığı için ayrılmışlardır. Ama hala çocuğun annesini sevmektedir. Karen isimli bu kadın evlenmeye karar vermiştir. 

 

Hank Moody çapkın, umursamaz, başkalarına haddini bildirmeyi beceren birisidir. Ama yetenekli olmasına rağmen yazı yazamama durumundan muzdariptir. 

 

Kitapçıda Moody’nin ‘’God hates all of us’’ isimli kitabını okuyan kadını gözüne kestirir. Adı Mia olan kadın Moody onun yanına gittiğinde ona uyuz olduğunu söylemiştir, yani yalan söylüyordur. Hatta ileri giderek Moody’nin dizine dokunur ve gitmezse erkek arkadaşının geleceğini söyler. Moody uzaklaştığında şaka yaptığını söylemiştir. Mia Moody’e özgüvensiz demiştir ve Moody onun bu ‘’shit test’’ini geri püskürtür. 

 

‘’Shit test’’ kadınların erkeklerin özgüvenlerini, güçlerini test etmek amacıyla onlara sataşarak bir şeyler söylemesidir. Bu durumda erkeğin şakaya alması, onu ciddiye almadığını belirtmesi gereklidir ki testi geçebilsin. 

 

Mia Moody’e onunla yatmayacağını söylemesinin ardında onunla o üstte bir şekilde yattığını görürüz. Yataktayken Moody’i yumruklar. Moody başka bir kadınla yattığında kadının onu yumruklayacağını düşünür, yani bu şiddet deneyiminden etkilenmiştir. 

 

Moody oldukça hareketli bir cinsel hayatı olmasına karşın kızının erkeklerle ilişki kurmasını istememektedir. Ama kızının lezbiyen olmasını sorun olarak görmemektedir, kadınları tercih etmenin daha iyi olacağını düşünmektedir. 

 

Mia Karen'in erkek arkadaşının kızı çıkmıştır. Moody onu daha önceden tanımadığını söyleyerek yalan söyler. Mia bu elindeki güçlü kozu Moody’e karşı kullanacaktır. ‘’Onu tanıdığıma eminim.’’ diyerek üstüne gider. Sonra ‘’Kitaptan tanıyorum, arkasında fotoğrafı vardı.’’ diyerek lafı çevirir. Daha ileri giderek kendisinin yumruklamış olduğu yüzüne ‘’Ne oldu?’’ diye sorar. Moody ‘’Siz bir de öbür adamı görün.’’ diye lafı çevirir. Mia ‘’Umarım kadın şikayetçi olmaz.’’ diyerek hem şiddet uygulayıp hem de karşı tarafı kadına şiddet uygulamakla itham eder. Moody ‘’Erkek dedim.’’ diyerek düzeltir.

 

Moody Mia’nın 16 yaşında olduğunu öğrenir ve çok şaşırır. Yani 16 yaşında bir kızla yatmıştır. Burada eşitsiz bir ilişki var. Geçen ben de düşünüyordum, 13 yaşındayken hoşlandığım öğretmenim benimle niye yatmaz? Çünkü toplum tarafından cezalandırılmaktan korkar. Sistem erişkini çocuğu arzulayamama normu üzerinden dışlar. Burada da Moody Mia’nın 16 yaşında olduğunu bilmemektedir, ama Mia kendisinin 16 yaşında olduğunu bilmektedir. 

 

2. bölümde Mia saldırılarına devam etmektedir. Babası onu Moody’nin yanındayken misafir olduğu için mayoyla olmamasını, üstünü giymesini söyledikten sonra ‘’Eminim ki daha önce görmüştür.’’ demiştir.

 

Karen, erkek arkadaşı, Moody, Mia, Becca ailecek yemek masasına otururlar. Yemek sırasında Mia Moody’e iğrenç bir cinsel tacizde bulunur; bacak arasına elini sokar. Bu sahne benim diziye devam etmeme kararı almama sebep olan sahnedir. 

 

Dizide Moody’nin cazibesi ve bu cazibeye kapılan azgın kadınlar görmekteyiz. İlk izlediğimde Moody’den epey rahatsızlık duymuştum, ama şimdi yazmak için bir daha izlediğimde karakter bana hiç rahatsızlık vermedi. Ama yine de Mia’ların eline koz vermemek için, onlarla ilişki kurmamak gerektiğini savunuyorum.

9 Eylül 2021 Perşembe

Sezen Aksu Şarkılarında Neyi Sevdim

 

 

Sezen Aksu'nun bu yazıdaki konusu aşk ile ilgili olan şarkılarıdır. Sezen Aksu şarkılarında aşk uğruna kendini feda etmeyi sevmekten vazgeçmek gerekir. Çocukluğum Sezen Aksu şarkılarıyla geçti. Sezen Aksu’nun sunduğu aşk anlayışını gerçek sandım. Bu şarkıları Sezen Aksu albümüne koyduğu için söz yazarlarının kim olduğunu dikkate almadım. 

 

Önce incelemeye ilk defa Galatasaray şarkısı olarak duyduğum Olmaz Olsun şarkısıyla başlıyorum: (Söz : Şanar Yurdatapan)

 

Olmaz olsun cüzdanımda milyonlar
Kalbimde sevgin oldukça
Zenginlik mal mülk para neye yarar
Yanımda sen olmayınca

Bazen neşe bazen keder
Hayat böyle geçip gider
Tatlı günler acı günler
Bir yastıkta hep beraber

Altın, gümüş, pırlanta
Zümrüt, sedef, yakutla
Kim mutlu olmuş dünyada
Bir tek içten gülüş 
Bir tatlı söz, bir öpüş 
Sevdalı bir tek bakış yeter bana

Olmaz olsun tek dikilmiş ağacım
Kalbimde sevgin oldukça
Neye yarar olsa da altın tacım
Yanımda sen olmayınca

 

Maddiyatın önemli olmadığı vurgusu çok iyi, ama Sezen Aksu şarkılarındaki genel problem sevdanın, yani bir başka bir insana duyulan sevginin üst bir pozisyona sokulması. Bu bağımlılığa yol açan bir şey. 

 

Yaşanmamış Yıllar şarkısı (Söz : Sezen Aksu)

 

Ben beni kendi içimde
Bilmem arasam bulur muyum
Yaşanmamış genç yıllarımı
Ve sebebini suskunluğumun

Buluşsam orada kendimle
Ve yaratsam ellerimle
Küçük bir sırça köşk misali
Dostlarımla benim evrenimde

Boş yere değil yok inanmam
Koşarım yine ardından
Bulsam da olur bulmasam da
Bu ümit beni bil yaşatan

Boş yere değil yok inanmam
Koşarım yine ardından
Bulsam da olur bulmasam da
Bu ümit beni bil bil yaşatan

Cesaretim olur o zaman
Düşünmeye içtenlikle
Açık seçik ve hiç korkmadan
Sonuna dek dürüst ve sevgiyle

Boş yere değil yok inanmam
Koşarım yine ardından
Bulsam da olur bulmasam da
Bu ümit beni bil yaşatan

Boş yere değil yok inanmam
Koşarım yine ardından
Bulsam da olur bulmasam da
Bu ümit beni bil bil yaşatan

 

 

Minik Serçe şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

 

Ümitlerime geliverdi ilkbahar
Gözlerimde bahar sevinci var
Bir başka mutluluk müjdeliyor sanki çiçekler
Yeni açan tohum yeşeren toprak ve ağaçlar
Bir başka mutluluk müjdeliyor sanki çiçekler
Yeni açan tohum yeşeren toprak ve ağaçlar

Bak işte bir minik serçe lara lala lara li la la
Benim gibi neşe içinde lara lala lara li la la
Anlaştık biz hiç konuşmadan lara lala lara li la la
Minik serçeyle göz göze geliverince

Bak seni de sarıverdi mutluluk
Zaman durdu bak işte sonsuzluk
Bir başka dünyanın açıldı sanki kapıları
Sevgi seli akıyor şimdi oluk oluk
Bir başka dünyanın açıldı sanki kapıları
Sevgi seli akıyor şimdi oluk oluk

Bak işte bir minik serçe lara lala lara li la la
Senin gibi neşe içinde lara lala lara li la la
Anlaştız hiç konuşmadan lara lala lara li la la
Minik serçeyle göz göze geliverince

 

 

 

Bu ikisi çok iyi şarkılar. 

 

 

Şöyle de bir şarkısı var, Sezen Aksu insana dokunmayı iyi bilmektedir: 


Ben Dul Bir Kadınım şarkısı: (Söz: Sezen Aksu) 

Ben dul bir kadınım
Öyle her istediğimle beraber olamam
Ben dul bir kadınım
Canımın istediğince gezip tozamam
Bir kız arkadaşımla bir yere gitsem
Bir erkeğe kazara gülerek selam versem
Ya da biraz fazla giyinip süslensem
Dedikodu olur
Çünkü dul bir kadınım.

Ben dul bir kadınım
Bir gün yeniden birisini beğenirsem
Beraber olursak
Birkaç kez yan yana görülürsem
Dedikodu çarkları o an hızla çalışır
"Bakalım alır mı seni" söylentisi dolaşır
Erkeğin ailesi adam akıllı telaşlanır
Ortalık bir karışır
Çünkü dul bir kadınım

Ben dul bir kadınım
Bin türlü baskıyı omuzlarımda taşırım
Haklı ya da haksızmışım
Önemi yok bir kere boşanmışım

Benim de duygularım varmış
Bunlardan kime ne
Seçme şansım yok
Boyun eğdim kadere
Bana ben değil kurallar sahip çıkar
Saygınlığım bağlıdır
Daima bir erkeğe
Çünkü dul bir kadınım

 

Dört Günlük Bir şey Şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

 

Şimdi çok uzak bir
Hatıra gibi
O yaşadığımız
Boynumda bilmece gibi bir düğüm

Dört kısa günden bana
Bir garip sızı kaldı
Bir de deli özlemin

Ben senin gözlerinin
Yalan dolan bakışlarını bile sevdim

Ben sana bir annenin
Evladına duyduğu hisleri besledim

Ben senin bal gözlerinde
Dört kısa günde bilsen neler neler gördüm
Sahte ile gerçeğin
Karmaşasını yine de sevgini özledim

Özledim ellerini
Gözlerini ve yanık kokunu özledim

İnsan böyle bir duyguyu yaşarken
Gerçek yaşamla bütün bağlantıları kopmuşcasına
Ayakları yerden kesiliveriyor
Hoş bi zaman bu bağlantısızlık da
Yaşam kadar gerçek ve doğal
Biliyor musun belki iyi oldu ama
Biz yere erken indik
Şimdi yarım yaşanmış o şey boynumda düğüm

Dört kısa günden bana bir garip sızı kaldı
Bir de deli özlemin

Dört günlük bir şey işte
Güzeldi yaşandı ve bitti diye düşündük

Oysa bir duygusal yük vurduk yüreklerimize
Kırılıp döküldük

Bir zaman gözlerimizde çiçek açardı
Biz hep umudu söndürdük

Özledim çiçekleri
Sevdiğimiz ne varsa herşeyi özledim

Özledim ellerini
Gözlerini
Ve yanık kokunu özledim

 

Bir kadının partnerine (üstelik birkaç gündür tanıdığı) evladına duyduğu hisleri beslemesi normal midir? 

 

Hata şarkısını Spotify’da yaptığım ‘’Erkek Adamın Şarkıları’’ listesine koymuşumdur (Söz: Sezen Aksu): 

 

Kalınca sebepsiz bir başıma
Hatıralar beynimde dans ediyor
Günahlarım dizilip bir bir karşıma
Sanki birer birer intikam alıyor

Yüreğimden zincire vurulmuşum
Anılar her bir halkayı bağlıyor
Ben duygularımın esiri olmuşum
Hatalar yalan duygularla başlıyor

Sen de benim hatalarımdan birisin
Sen en büyük günahların bedelisin
Senin için harcanan zamana yazık
Sen en güzel duyguların katilisin

Sen de benim hatalarımdan birisin
Sen en büyük günahların bedelisin
Senin için harcanan zamana yazık
Sen en güzel duyguların katilisin
İstemem senin ne sevgini ne kendini
İstemem ben bu hayatın sözüm ona pembe rengini

Sen de benim hatalarımdan birisin
Sen en büyük günahların bedelisin
Senin için harcanan zamana yazık
Sen en güzel duyguların katilisin

Sen de benim hatalarımdan birisin
Sen en büyük günahların bedelisin
Senin için harcanan zamana yazık
Sen en güzel duyguların katilisin
Sen en güzel duyguların katilisin
Sen en güzel duyguların katilisin

 

Aşkın ‘’sözüm ona pembe renk’’ olarak tanımlanması çok akıllıcadır. 

 

Yalnız Kullar (Tanrım) şarkısı (Söz: Sevgi Anlı): 

 

Tanrım tek başına koyma kulların
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Eşsiz dostsuz kalanın zordur halleri
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın

Şu gelen yar olaydı
Elinde nar olaydı
İkimiz bir gömlekte
Yakası dar olaydı

Yeşil bağın üzümü
Yola diktim gözümü
Ne gelen var ne giden
Kime diyeyim sözümü

Tanrım tek başına koyma kulların
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Bu dünyada cefa çektirme bize
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın

Güveyli evler gördüm
Kurulmuş yaya benzer
Güveysiz evler gördüm
Kurumuş çaya benzer

Yeşil bağın üzümü
Yola diktim gözümü
Ne gelen var ne giden
Kime diyeyim sözümü

Tanrım tek başına koyma kulların
Yalnızlığa ancak sen dayanırsın
Güzel çirkin deme, sen kayır yine
Bir münasip koca her birimize

Hasretini çekmişlere
Tazeyken dul kalmışlara
Alı gülü solmuşlara
Ver, ver, ver, ver

Gökte uçan kuşlara
Kurumuş kocamışlara
Boynu bükük kalmışlara
Ver, ver, ver, ver

Hey Tanrım
Bana üç tane
Üç de yetmez beş tane
Beş de yetmez yedi tane
Ver, ver, ver, ver
Ver Allah'ım ver

 

Yalnızlığı sevmeyi öğrenince bu tür şarkılardan etkilenmeyen bir güçlü kişilik oluşturuyorsun. Geriye müziğini dinleyip eğlenmek kalıyor. 

 

Sen Ağlama şarkısı(Söz: Sezen Aksu & Aysel Gürel): 

 

Hasret oldu, ayrılık oldu
Hüzünlere bölündü saatler
Gördüm akan iki damla yaş
Ayrılık da sevgiyle beraber

Bir şarkı bir şiir gibi
Yaşadım canım acıları
Senden bana hatıra şimdi
Sakladığım sevgili kederler

Bir sır gibi saklarım seni
Bir yemin bir gizli düş gibi
Ben bu yükü taşırım sen git
Git acılanma

Sen ağlama, dayanamam
Ağlama göz bebeğim sana kıyamam
Al yüreğim senin olsun
Yüreğim bende kalırsa yaşayamam

Sen ağlama, dayanamam
Ağlama göz bebeğim sana kıyamam
Al yüreğim senin olsun
Yüreğim bende kalırsa yaşayamam

Bir sır gibi saklarım seni
Bir yemin bir gizli düş gibi
Ben bu yükü taşırım sen git
Git acılanma

Sen ağlama, dayanamam
Ağlama göz bebeğim sana kıyamam
Al yüreğim senin olsun
Yüreğim bende kalırsa yaşayamam

Sen ağlama, dayanamam
Ağlama göz bebeğim sana kıyamam
Al yüreğim senin olsun
Yüreğim bende kalırsa yaşayamam

 

İnsan niye bir sır gibi saklayacağı bir ilişkiye girer? 

 

 

Geri Dön şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

 

Alışırım zannettiğim yokluğundan acılanmam
Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından
Dön demeye utanırım zavallı korkularımla
Arkasına saklandığım gururumdan

Geri dön geri dön, ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön

Olur da bir gün sen de özlersen
Olur da bir gün sen de
Gözlerimle buluşmayı istersen
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön

Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken
Utanırım hep o acılı şarkılarla ağlarken
Bazen bir dost ya da bazen bir çiçekle
Evime gelirsin
Her şey seni hatırlatır da yeniden

Geri dön geri dön, ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön 

 

Bu şarkıya çok düşük puan verdim. Bence bir kişi böyle bir şarkı dinleyerek üzüntüsünü deşeceğine, söz konusu kişiyle olan problemi neyse çözmeli. 

 

Tükeneceğiz Şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

 

Ne böyle senle ne de sensiz
Yazık yaşanmıyor çaresiz
Ne bir arada ne de ayrı
Olmak imkansız hiç sebepsiz

Ne hayallerle ümitlerle
Mutlu olmaktı dileğimiz
Suçlu ne sensin ne de benim
Şimdi sensizim sen de bensiz

Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İşte biz o gün düşüneceğiz

Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İste biz o gün düşüneceğiz

Etrafımızı sarıverecek
Bir boşluk ki asla bitmeyecek
Herşey bir anda anlamsız gelecek
İşte biz o gun tükenecegiz
İşte biz o gun tükeneceğiz

Bir an gelip de küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İşte biz o gun düşüneceğiz

Etrafımızı sarıverecek
Bir boşluk ki asla bitmeyecek
Herşey bir anda anlamsız gelecek
İşte biz o gun tükeneceğiz
İşte biz o gun tükeneceğiz
İşte biz o gun tükeneceğiz

 

Asla bitmeyecek bir boşluk, ve tükenecek olma… Çok iddialı. 

 

Git şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

Madem ki istiyorsun öyleyse durma git
Beni düşünme rahat ol yalnız kalabilirim

Sen de bilirsin hiçbir acı sonsuza dek sürmez
Hatta her an yeniden sevebilirim
Olmazdı ben de biliyorum haklısın haydi git
Korkma seninle gerçekten dost olabilirim

Aslında ben de uzun zamandan beridir sana
Ayrılmak istediğimi söylemedim haydi git

Git... Git...

Git... me dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var

Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim

Gitme dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim

Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim

İkimiz için de doğru olan böylesi git
İnan bana sandığın kadar üzgün değilim
İçimde yepyeni bir hayata başlamanın
Sevinci ve heyecanı var
Artık git
Git... Git...
Git... me dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak
Yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim
Gitme dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim
Gitme dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim
Gitme dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var
Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim

 

Daha önceki şarkılardaki anlam derinliğinin yanında biraz basit kaçmış gibi. ‘’Gitme’, ‘’Geri dön’’ bunlar klişe kalıplar. Gidenin gitmesi için sebepler vardır, bunu da kafaya takmamak gerekir. 

 

Beni Unutma şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

Bir gün daha yaşandı ve bitti
Küçük sevinçleri ve küçük kederleriyle
Herhangi bir gündü çok önemli değildi

Seni düşündüğüm birkaç andan başka
Bilirim herkes payına düşeni yaşar
Ve her yeni günde değişir hep bir şeyler
Sen de kendi payından bir hatıra seç ne olur

O ben olayım beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunur ya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç

Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunur ya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç

Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Bilir misin seni gerçekten sevdim
Sevdiğim daha birçok şeyin arasında

Bir tek seni seçtim hatıralar arasında
Sebep diye bir küçük mutluluk
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunur ya her insana

Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunur ya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunur ya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma

 

Bir insanı düşündüğün andan başka hiçbir önemi olmayan günler yaşanıyorsa çok fena. Söz konusu partnerin seni unutup unutmamasının bir önemi olmaması gerekir, boşver ne yapıyorsa yapsın, biz başka insanları değiştiremeyiz (toplumu değiştirme çabası bundan apayrı bir konu). 

 

 

Geçer şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

Hep aynı hikaye
Gönlüm düşünce aşka
Her ayrılık aynı
Yalnız kişiler başka
Hep aynı yalnızlık
Aynı tanıdık telaş
Hep aynı, herşey aynı
Sanki birbirine eş

Geçer geçer
Daha öncekiler gibi
Bu da geçer
Neler neler geçmedi ki
Yine düşer
Deli divane gönlüm aşka 
Aşka vurgunum ben

Geçer geçer 
Daha öncekiler gibi
Bu da geçer
Neler neler geçmedi ki
Yine düşer
Deli divane gönlüm aşka
Hep aynı heyecan
Aynı çocuksu hayal
Ben böyle biraz deli 
Sen de bir an öyle kal 

Nasıl olsa geçer geçer 
Daha öncekiler gibi
Bu da geçer
Neler neler geçmedi ki
Yine düşer
Deli divane gönlüm aşka

 

Aşka vurgun olma, yani aşka aşık olma halini onaylamıyorum. 

 

 

Bırak Beni şarkısı (Söz: Aysel Gürel): 

 

Bırak beni yeter aldattığın yeter bırak beni
Deli ettin artık çek git bu nasıl sevgi
Sen kendine aşıksln sen yalancısın
Hatta sevişirken bile yabancısın
Sen kimsin sen ne rahat insansın bırak
Býrak benim için ne mümkün ayrılmak
Ben ayrılamam sen beni bıırak
Bırak... Bırak...

Seviyorum kahretsin seviyorum elimde delil çok
Seviyorum ah neden yaşadığım en derin aşkın sen
Seviyorum kahretsin seviyorum elimde delil çok
Seviyorum ah neden yaşadığım en derin aşksın sen

Çok istedim, unutmak istedim esmer ellerini
Gözlerini kokunu yanık tenini
Bana dokunduğun anda hislerimi
Unutmadým oysa sen bir yalancısın
Sen kimsin sen ne rahat insansin bırak.
Bırak benim için ne mümkün ayrılmak
Ben ayrılamam sen beni bırak
Bırak... Bırak...

Seviyorum kahretsin seviyorum elimde delil çok
Seviyorum ah neden yaşadığım en derin aşksın sen
Seviyorum kahretsin seviyorum elimde delil çok
Seviyorum ah neden yaşadığım en derin aşksın sen

 

Bu Geri Dön’den bile kötü bir şarkı. ‘’Seviyorum kahretsin.’’ ne yahu. Bırak sevme! 

 

 

Belalım şarkısı (Söz: Sezen Aksu & Zülfü Livaneli): 

 

Uçurum uçurum gözlerine baktığım sensin
Prangalarca boynuma taktığım sensin
Dağ gölleri gibi gibi hasret çektiğim
Her gece uyku diye yattığım sensin

Yanarım, yanarım
Tutuşur yanarım
Kavurur ateşim
Seni de, beni de, belalım

Yanarım, yanarım
Tutuşur yanarım
Kavurur ateşim
Seni de, beni de, belalım
Ah belalım!

Gün değmemiş ormanlarda yittiğim sensin
Ömrüme ömür diye kattığım sensin
Deli deli boranlarda aç denizlerde
Teninin tuzunu canım tattığım sensin

Yanarım, yanarım
Tutuşur yanarım
Kavurur ateşim
Seni de, beni de, belalım

Yanarım, yanarım
Tutuşur yanarım
Kavurur ateşim
Seni de, beni de, belalım
Ah belalım!

Damga damga göğsüme vurduğum sensin
Öfke dolu şehirlerde bulduğum sensin
Yer nerede, gök nerede, ben neredeyim?
Diye diye, sınırlara geldiğim sensin

Yanarım, yanarım
Tutuşur yanarım
Kavurur ateşim
Seni de, beni de, belalım

Yanarım, yanarım
Tutuşur yanarım
Kavurur ateşim
Seni de, beni de, belalım
Ah belalım!

 

Sezen Aksu’nun yanmayla ilgili bir derdi var. Ben niye yanayım yahu, allah korusun! 

 

Tutsak şarkısı (Söz : Sezen Aksu, Onat Kutlar, Ece Aksoy, Ersin Salman, Onno Tunç)

 

İhaneti sende gördüm
Sende şiddeti gördüm aşkı gördüm
Yanarak içinden geçtim aşkın
Kor olmadan küle döndüm

Dokun bana bana dokun ne olur
Hasretinden öldüm
Kopar zincirleri yeniden gel
Durmadan gel hep gel

İhaneti sende gördüm
Sende şiddeti gördüm aşkı gördüm
Yanarak içinden geçtim aşkın

Kor olmadan küle döndüm
Dokun bana bana dokun ne olur
Hasretinden öldüm
Kopar zincirleri yeniden gel

Durmadan gel hep gel
Ben sana tutsak sen bana yasak
Gel günahlarla korkularla gel
Ben savunmasız çırılçıplak

Sen hesaplarla sorgularla gel
Geçiyor günler çok üzgünüm
Geçiyor akşamlar sessiz
Geceyi yırtar yalnızlığım

Güneşi yakarım sensiz
Ben sana tutsak sen bana yasak
Gel günahlarla korkularla gel
Ben savunmasız çırılçıplak
Sen hesaplarla sorgularla gel

İhaneti sende gördüm
Sende şiddeti gördüm aşkı gördüm
Yanarak içinden geçtim aşkın
Kor olmadan küle döndüm

Dokun bana bana dokun nolur
Hasretinden öldüm
Kopar zincirleri yeniden gel
Durmadan gel hep gel

Ben sana tutsak sen bana yasak
Gel günahlarla korkularla gel
Ben savunmasız çırılçıplak
Sen hesaplarla sorgularla gel

Geçior günler çok üzgünüm
Geçiyor akşamlar sessiz
Geceyi yırtar yalnızlığım
Güneşi yakarım sensiz

Ben sana tutsak sen bana yasak
Gel günahlarla korkularla gel
Ben savunmasız çırılçıplak
Sen hesaplarla sorgularla gel

 

Sen niye savunmasız çırılçıplaksın ve karşı taraf hesaplarla sorgularla geliyor? 

 

 

Seni Kimler Aldı şarkısı (Söz: Sezen Aksu):

 

Yürüyorum hasretin, acının üstüne
Sığmıyorum dünyaya, dar geliyor
Geceler mi uzadı, bu karanlık ne
Gönlümün bayramları, şenliği söndü
Seni kimler aldı, kimler öpüyor seni
Dudağında, dilinde; ellerin izi var

Seni kimler aldı, kimler öpüyor seni
Dudağında, dilinde; ellerin izi var

Deli gözlerin, gelir aklıma
Gülüşün, öpüşün, iç çekişin gelir
Seni kimler aldı, kimler öpüyor seni
Dudağında, dilinde; ellerin izi var
Seni kimler aldı, kimler öpüyor seni
Dudağında, dilinde; ellerin izi var
Seni kimler aldı, kimler öpüyor seni
Dudağında, dilinde; ellerin izi var

 

Bir insanın sırf başka bir insan yüzünden gönlünün bayramları, şenliğinin sönmüş olması çok üzücü, insan kendisine bunu yapmamalı. Ayrıca bir insanın başkalarıyla birlikte olduğunu düşünerek onun dudağında, dilinde ellerin izinin olduğunu düşünmek kişiyi kendi mülkiyeti olarak gören sağlıksız bir yaklaşım. 

 

Deli Kızın Türküsü şarkısı (Söz: Gülten Akın): 

 

Yağmur yağar, akasyalar ıslanır
Ben yağmura deli, buluta deli
Bir büyük oyun bu, yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli, ya öldürmeli

Yitirmeli ne varsa
Başlamalı yeniden

Bu anlamsız, bu yağmur
İşlemez karanlıkta
Garipliğine yan
Yan yürek yan
Gitti giden
Gitti giden

Yitirmeli ne varsa
Başlamalı yeniden

Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam, tutsam götürsem
Gözlerine baksam, gözlerine
Konuşmasak, ah anlasan

Elimi uzatsam, tutamasam
Olanca sevgimi, yalnızlığımı
Düşünsem, hayır hayır düşünmesem
Senin hiç, hiç, hiç haberin olmasa

Yitirmeli ne varsa
Başlamalı yeniden

 

Çözüm: ‘’Beni ya sevmeli, ya öldürmeli’’ kafasından çıkmak. 

 

Gözlerine Göz Değmiş şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

 

Ah gözlerine göz değmiş belli
Dudaklarında günah tadı var
Suçluluk kokusu sinmiş tenine
Ben yine aynı hep affedici

Bu saltanat bu haller geçici
Bu taze ten bu demler geçici
Bu saltanat bu haller geçici
Bu taze ten bu demler geçici
İnsafa gel bir bak şu garibe
Gafletinden uyan eller gidici

Ben beni bilirim gel gör anlatamam
Gir bak içerde hem bahar hem güz
Dünya malında komşu bağında
Billa gözüm yok dururum dümdüz

Ah yollarına kul kurban olurum
Yüz çevirme benden mahvolurum
Allah aşkına sev yoksa ben ölürüm
Kalbim nöbette bak gece gündüz

Ben beni bilirim gel gör anlatamam
Gir bak içerde hem bahar hem güz
Dünya malında komşu bağında
Billa gözüm yok dururum dümdüz

Bu saltanat bu haller geçici
Bu taze ten bu demler geçici
İnsafa gel bir bak şu garibe
Gafletinden uyan eller gidici

Ben beni bilirim gel gör anlatamam
Gir bak içerde hem bahar hem güz
Dünya malında komşu bağında
Billa gözüm yok dururum dümdüz

Ben beni bilirim gel gör anlatamam
Gir bak içerde hem bahar hem güz
Dünya malında komşu bağında
Billa gözüm yok dururum dümdüz

 

Allah aşkına beni sev aldatma demek, kendini garip olarak tanımlamak sağlıksız. Bir kadınla romantik ilişki kurmama iddiasında olan kendimi bir daha sevdim. Bu şarkıları analiz ederken, söyleyenin ben olduğumu düşünerek davranıyorum. 

 

 

Onu Alma Beni Al şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

Bak atının terkesine de atmış gözleri şaşı gelini
Mor kaftanlara sarmış haspam odun gibi belini
Ah verin elime de kırayım cadının derisi kara elini
Seni gidi dilleri fitne fücur, kıyametin gelsin

Sen o alacası içinde fesatla, hangi günü gün edicen
Ah o kaditin üstüne, bir de atlas yorgan sericen
Amanın amanın yansın, ocağın barkın utansın
Ağan emmin her bir yerine kırmızı kınalar yaksın

Varsın bize vursun felek
Ne çeyiz düzdüm emek emek
Allah bildiği gibi yapsın

Böyle de nispet olmaz ki!
Seni gidi zalim yar!
Zorla da kısmet olmaz ki!
Seni gidi hain yar!

Bana ne, bana ne, bana ne!
Beni al, beni al, onu alma!
Bana ne, bana ne, bana ne!
Beni al, beni al, onu alma!

Bende bu yetim kirazlar al al dururken
Tek başıma kara gecelerde zar zor uyurken
Yar eteğimde çakallar kurtlar ulurken
İçine sinerse senin de kıyametin gelsin

Sen o alacası içinde fesatla, hangi günü gün edicen
Ah o kaditin üstüne, bir de atlas yorgan sericen
Amanın amanın yansın, ocağın barkın utansın
Ağan emmin her bir yerine kırmızı kınalar yaksın

Varsın bize vursun felek
Ne çeyiz düzdüm emek emek
Allah bildiği gibi yapsın

Böyle de nispet olmaz ki!
Seni gidi zalim yar!
Zorla da kısmet olmaz ki!
Seni gidi hain yar!

Böyle de nispet olmaz ki!
Seni gidi zalim yar!
Zorla da kısmet olmaz ki!
Seni gidi hain yar!

Böyle de nispet olmaz ki!
Seni gidi zalim yar!
Zorla da kısmet olmaz ki!
Seni gidi hain yar!

Böyle de nispet olmaz ki!
Seni gidi zalim yar!
Zorla da kısmet olmaz ki!
Seni gidi hain yar!

Böyle de nispet olmaz ki!
Seni gidi zalim yar!

 

Şiddet güzellemesini hiç onaylamadığım gibi şarkılarda da onaylamıyorum. 

 

 

Seni Yerler şarkısı (söz: Sezen Aksu): 

Sen bizim mahalleye geldin geleli canım
Bizde ne akıl kaldı ne de fikir, bittik
O endam, eda nedir öyle, hey yavrum!
Kaç yıllık arkadaşlar birbirimizi sattık
Ben sokak kedisi gibi sürtünüp yerde
Komşunun kızı kampta, sporda, stepte
Terzi Mukadder satıp savdı malı mülkü
Gizlisi saklısı kalmadı
Topumuz niyette
Sen bizim mahalleye geldin geleli canım
Bizde ne akıl kaldı ne de fikir, bittik
O endam, eda nedir öyle, hey yavrum!
Kaç yıllık arkadaşlar birbirimizi sattık
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!
Kıtır kıtır
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!
Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Bu kadar cilvelisi olur mu be erkeğin?
Delikanlı mısın, kız mısın?
Anlayalım artık, hop usta
Sen başımıza bela mısın?
...
Sen bizim mahalleye geldin geleli canım
Bizde ne akıl kaldı ne de fikir, bittik
O endam, eda nedir öyle, hey yavrum!
Kaç yıllık arkadaşlar birbirimizi sattık
Ben sokak kedisi gibi sürtünüp yerde
Komşunun kızı kampta, sporda, stepte
Terzi Mukadder satıp savdı malı mülkü
Gizlisi saklısı kalmadı
Topumuz niyette
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!
Kıtır kıtır
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır
Ye, ye, ye!
Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Hey seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Seni yerler, yerler
Seni ham yapar bu zilliler
Yaylanmadan yürü
Yoksa günah bizden gider
Ye, ye, ye!
Ye, ye, ye!
Ye, ye, ye!
Ye, ye, ye!
Çıtır çıtır

 

Bu şarkıya kadar söyleyeni ben olarak, yani Aksu’nun cinsiyetinden bağımsız olarak yorum yaptım. Ama bu şarkıda biraz farklı bir yorum gerekebilir. Bu şarkıda erkeğe şiddet vardır. Zaten Aksu’nun şarkılarında (üstte şiddeti de gördüğümüz gibi) sapıklığı onaylayan bir yan var. Bu şarkıyı (ve Sertab Erener’in söylediği Mecbursun şarkısını) kadın erkek kelimelerini değiştirerek bir erkek söyleyebilir mi? Öncelikle, arkadaşları partner için satmak çok yanlıştır. Ben hoşlandığım herhangi bir kıza ‘’seni yerim.’’ diyebildiğimi hayal edemiyorum. Niye şarkıdaki erkek ‘’seni yerler’’ denilerek taciz ediliyor? Nasıl yürüdüğüne karışılarak yaşam tarzına müdahale ediliyor. 

 

Onursuz Olmasın Aşk şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

 

Bak
Yüreğime bak
Ateşimi gör
İçimi hisset
Hadi hazırım yeter ki
Onursuz olmasın aşk

Gel
Sokağıma gel
Penceremi aç
Yatağıma gel
Hadi hazırım yeter ki
Onursuz olmasın aşk

Ölürüm yoluna ölürüm de yine boyun eğmem
Yakarım dünyayı uğruna ama sana eğilmem
Öyle sınırsız öyle derin öyle çok severim ki korkarsın
Kuruyup çöle dönsem de pare pare olsam da yenilmem

Ölürüm yoluna ölürüm de yine boyun eğmem
Yakarım dünyayı uğruna ama sana eğilmem
Öyle sınırsız öyle derin öyle çok severim ki korkarsın
Kuruyup çöle dönsem de pare pare olsam da yenilmem

 

Bu şarkıyı da ‘’Erkek adamın şarkıları’’ listesine koydum. Gerçek sevgi böyle olmalı. Ama Aksu yıllar sonra Onursuz Olabilir Aşk şarkısında "Yeter ki onursuz olmasın aşk" diye saydırıyordum
Dillerim kopaydı benim, kutsalım sensin
Büyük konuştum, yerlerde sürünüyorum
Evvelimden gitsen de ahirim sensin
.’’ diyerek beni üzmüştür. 

 

Denge şarkısı (Söz. Turgut Uyar):  

 

Sizin alınız al, inandım
Sizin morunuz mor, inandım
Tanrınız büyük amenna
Şiiriniz adam akıllı şiir
Dumanı da caba...

Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş, ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş, cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş
Sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş...

Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş...

Aşkım da değişebilir, gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yan gelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiç birinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz 
Benim bir gizli bildiğim var

Sizin alınız al, inandım 
Morunuz mor, inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

 

Çok iyi. 

 

Deli Divane şarkısı (Söz: Sezen Aksu): 

Ne olur korksam ne olur korkmasam
Duruyor mu damarda akacak kan
Ne göreyim fırlamış yerinden
Yetişemedim yüreğimin arkasından

Sende ne var akıl fikir ermez
Düşüne düşüne vakit kaybedilmez
Vurulacağı günü büyücü de bilmez
Ne gelecekse başıma gelsin aşktan

Kaçırayım mı seni gece inince
Ay bulutun ardına gizlenince
Yıkıp indireyim mi bu memleketi
Sen evet deyince

Deli divane deli divanenim işte
Deli divane deli divanenim işte

 

Aşk için her şeyi yaparım, seni kaçırırım mantığı, yani aşkı bir nevi savaş alanı olarak görmek sağlıklı değil. Hayaller şarkılarda veya filmlerdeki gibi, gerçekler kaçan kadınlar. Bir kadını kovalamak ne büyük hata. 

 

Bu tür şarkıları müziğinden keyif alarak, ya da müziğinde sende farklı farklı duygular uyandırarak dinlemek; onlardan etkilenmeyerek yaşamını inşa etmek, duyduğunu eleştirebilmek… Ben böyle yapıyorum. Müziğe hiç küsmedim. 

 

 

 

 

7 Eylül 2021 Salı

DUYGUSAL ZEKA ÜZERİNE


 

Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka kitabı duygusuz olmamayı ama duygularının da esiri olmamayı anlatır. 

 

SF:22-23’te ‘’Dürtülerine teslim olan kişilerin, ahlaki anlayışları yetersizdir. Dürtü kontrolü, irade ve kişiliğin özüdür. Aynı şekilde fedakarlığın temelinde empati, yani başkalarının hissettiklerini anlama yeteneği yatar. Başkalarının ihtiyaç ya da umutsuzluğu anlaşılmıyorsa, ilgi ve şevkat de olmaz. Günümüzde en azından iki ahlaki tavra ihtiyacımız var: Kendine hakim olmak ve şevkat göstermek.’’ 

 

Bana göre insan ilişkilerinde ilginç bir şekilde bu şevkat ve sevgi ilişkisi karşılıklı olarak ilerliyor. Eğer karşınızda şevkat ve sevgi alamıyorsanız, bunu sürdürmek mantıksız olacaktır. Tek yönlü şevkat ve sevgi aslında insanın sömürüsüdür. 

 

Kitaptaki bir diğer önemli konu mizacın kader olmadığıdır. İnsan kendini geliştirme potansiyeline sahiptir. 

 

Kitaptaki Aristo’nun Çağrısı bölümü şöyle bitmektedir: ‘’Tutkularımız; düşüncelerimizi, değerlerimizi, yaşam mücadelemizi yönlendirir ve iyi kullanıldığında bir bilgelik içerirler.’’ 

 

Kitabın Yakın Düşmanlar bölümündeki Erkeğin ve Kadının Evliliği şöyle başlamaktadır: ‘’Geçenlerde bir akşam bir restorana giderken, katı ve somurtkan ifadeli genç bir adam kendinden gayet emin bir şekilde kapıdan çıkıyordu. Ansızın genç bir adam kendinden gayet emin bir şekilde kapıdan çıkıyordu. Ansızın genç bir kadın koşarak adamın arkasında bitiverdi. Bir yandan onun sırtını yumrukluyor, diğer yandan da ‘’Allah belanı versin! Gel buraya ve doğru düzgün davran!’’ diye bağırıyordu. İşte bu karşı tarafı geri döndürmeye yönelik, acıklı ve telafisi imkansız bir çelişki içeren yakarış, ilişkilerde sıkıntı yaşayan çiftlerde en fazla görülen model örneklemektedir. Kadın erkeği bağlanmaya zorlar, erkek ise kendini geri çeker. Evlilik terapistlerine göre, bir çift terapiye geldiğinde, erkeğin kadının ‘’mantıksız’’ taleplerinden ve parlamalarından şikayetçi olduğu; kadının ise söylediklerine aldırmamasının hüznünü yaşadığı bu zorlama, geri çekilme modelinin belirtisidir.’’ 

 

Goleman bu duygusal farklılıkların kökeni olarak kısmen biyolojik de olsa çocukluktaki içlerinde bulunduğu farklı duygusal dünyalara kadar izlenebilir. Kitapta kızlara ve erkeklere -duygularla başetme konusunda çok farklı dersler verildiğini söylemektedir: Aileler öfke hariç duygular hakkında kızlarla daha çok tartışırlar. Oyun oynarken de farklılıklar ortaya çıkar. Kızlar birlikte oynarken, husumetin en az, işbirliğinin en üst noktada olduğu küçük ve yakın gruplarda, erkekler ise rekabetin vurgulandığı büyük gruplarda bulunurlar. Canı yanan bir erkek çocuğunun morali bozulursa, oyunun devam edebilmesi için ortalıktan çekilip, ağlamayı kesmesi beklenir. Bu oyunun aynısı oyun oynayan bir grup kız arasında olursa, oyun durur ve herkes ağlayan kıza yardım etmek için etrafında toplanır. 

 

Goleman şunu ifade etmektedir. Duygusal öğrenmedeki bu ayrılıklar çok farklı becerilerin oluşmasına yol açar, yani kızlar ‘’sözlü sözsüz duygusal işaretleri okumakta, hislerini ifade etmek ve iletmekte’’ ustalaşırken erkekler ‘’incinebilirlik, suçluluk, korku ve acıyla ilgili duygularını en aza indirgemekte’’ beceri sahibi olur. 

 

Restoran deneyimine gelecek olursak. Ben hikayeyi şöyle yorumluyorum. Burada erkeğe yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet vardır. Suistimal içeren ilişkileri kimse sürdürmek zorunda değildir. 

 

Goleman Gottman’da atıf yaparak şunu der: Evliliğin tehlikede olduğunu haber veren bir erken uyarı işareti, insafsız eleştirilerdir. Sağlıklı bir evlilikte, karı koca şikayetlerini dile getirmekte kendilerini özgür hissederler. Ancak öfkeli şikayetler çoğunlukla eşin karakterine yıkıcı bir saldırı şeklinde dile getirilir. 

 

Goleman’a göre bir eş diğeri hakkında en kötüsünü düşünmeye başladığı zaman yaptığı her şeyi olumsuz bir ışık altında görür. Aslında, evlilik içinde birbirlerinden soyutlanmış, kendilerini yalnız hissettikleri paralel hayatlar yaşamaya başlarlar. Bu durum duygusal özbilincin ve özdenetimin, empatinin ve hem kendini hem de birbirini yatıştırma yeteneğinin çöküşünü yansıtır. 

 

Goleman der ki: Kadınlar genellikle evlilikte sevimsiz ağız dalaşına girmekten, hayatlarındaki erkeklerin çekindiğinin yarısı kadar bile çekinmezler. Gottman’a göre erkeklerin araya duvar örmeye daha yatkın oluşu, kendilerini dolup taşmadan koruyabilmek içindir. 

 

Goleman’a göre sonunda boşanan çiftlerdeki en önemli eksiklik eşlerden herhangi birinin tartışma sırasında gerilimi azaltma çabası göstermemesidir. Sağlıklı bir evlilik sürdüren çiftlerle, sonunda boşanan çiftlerin kavgaları arasındaki önemli fark, bir çatlağı onarma yollarının olması ya da olmamasıdır. Evlilikte anahtar niteliğindeki yeterliliklerden biri, eşlerin sıkıntılı hisleri kendi başına yatıştırmayı öğrenmeleridir. 

 

Goleman ‘’saygı ve sevgi hayatın her alanında olduğu gibi evlilikte de düşmanlığın önünü keser.’’ demektedir. Bana göre sevgi ve saygının olmadığı, kalmadığı bir ortamda bulunmanın alemi yoktur. Şevkat hak edene verilir gibi bir yaşam felsefesi benimsenebilir. Evlenmek bir bir zorunluluk olarak görülmemelidir. Evlenmek kişinin seçeneğidir, kimse onu buna zorlamamalıdır. Bana göre evlenmek saçmadır. İşin ekonomik boyutu bir yana, sosyal olarak da kişiyi kısıtlayıcıdır. Kişi kendi yalnızlığıyla mutluysa, kendi kendine yeterliyse, hayatında bir kadına ihtiyaç duymayacaktır. 

 

 


 

KURAK GÜNLER

Kurak Günler filminin geçtiği Yanıklar isimli taşra kasabasında kuraklık ve obruklar vardır. Belediye sakinleri havaya tüfekle ateş ederek d...