27 Mart 2023 Pazartesi

THE RETURN (2003)



Film pazar günü başlar. Bir grup oğlan çocuğu yüksek bir tepeden denize atlamaktadır. Denize atlayan ilk çocuk diğerlerine ‘’Atlayın hadi! Merdivenden inen, ödlek domuzun tekidir!’’ demektedir. Sıra Vityok’tadır. Vityok’a yükseklik korkunç görünmektedir. Diğer arkadaşı ‘’Ödleklik yapma.’’ diyerek onu cesaretlendirmektedir. Vityok atlar. Sonra diğer çocuk da atlar. Geriye bir tek Andrey ve onun küçük kardeşi Ivan kalmıştır. Lvan, Andrey’e ‘’Gel merdivenden inelim’’ der.  Çünkü korkmaktadır. Andrey: ‘’Delirdin mi? Domuz diye mi çağırılmak istiyorsun?’’ der. Atlamadıklarında diğer arkadaşları tarafından ötekileştirilecek, alay konusu olacaklardır. Bunu istememektedirler. Diğer çocuklardan biri aşağıdan seslenmektedir: ‘’Yapıştınız mı oraya?’’ Ivan: ‘’Ya bir şey olursa?’’ dediğinde Andrey: ‘’Kes! Benden sonra atla, tamam mı?’’ der ve atlar. Ivan tepede beklemektedir. Diğer çocuklar onu beklemez ve giderler. Ivan tepede üşümektedir. Ivan’ın annesi Mat gelir ve şöyle der: ‘’Sana buraya gelmemen gerektiğini söylemiştim.’’ Mat tepeye çıkar ve Ivan’a sarılır: ‘’Eve gidelim.’’ der. Ivan ağlamaklı bir ses tonuyla: ‘’Merdivenden inemem, atlamak zorundayım.’’ der. Mat nedenini sorunca diğer arkadaşlarının ona ödlek ve domuz diyeceklerini söyler. Mat çocuğunu rahatlatmak için: ‘’Merak etme, bunu kimse bilmeyecek.’’ dediğinde Ivan şöyle der: ‘’Ama sen bileceksin, beni aptal domuz sanacaksın.’’ Mat şöyle cevap verir: ‘’Aptallık etme! Kimseye söylemem ben! Başka zaman atlarsın! Hazır olduğunda.’’ diyerek sevgisini gösterir.  Ivan tepede olduğu sürede çok korktuğunu Mat’a söyler. Mat da onun yanında olduğunu ifade eder. Ivan annesinin kollarında ona sarılarak ağlamaktadır. 

 

Pazartesi gününe geçilir. Oğlanlar top oynamaktayken Ivan yanlarına gelerek: ‘’Merhaba.’’ der ama yanıt alamaz. İkinci defa söylediklerinde gruptan bir kişi ‘’Biz domuzlarla konuşmuyoruz.’’ der. Yani Ivan cesaretsiz görülerek arkadaş grubundan dışlanmıştır. Ivan ‘’Kime domuz diyorsun?’’ diyerek diğer oğlana çıkışır. Çocuk tekrarlar: ‘’Hem ödleksin, hem domuz. ‘’ Diğer bir çocuk: ‘’Ödlek değil misin?’’  diyerek onu destekler. Ivan bu sırada orada bulunan abisi Andrey’e bakar. Andrey bir şey diyememektedir. Çocuk Andrey’e dönerek ‘’Söylesene ne o?’’ der. Andrey kafasını öne eğerek: ‘’Ödlek.’’ der. Çocuk ‘’Anladın mı şimdi?’’ dediğinde Ivan: ‘’Pis herif!’’ diyerek Andrey’e saldırır. Dövüşmeye başlarlar. Diğer çocuklar hiç müdahale etmeden onları izlerler. Sonunda Andrey, Ivan’ı iterek yere düşürür. Ivan’ın gömleği yırtılmıştır Andrey’in de dudağı kanamıştır. Ivan: ‘’Annem seni öldürecek.’’ der ve dövüşmeye devam ederler. Andrey kaçmaya başlar Ivan kovalar. Ivan ve Andrey annelerinin yanına koşar ve birbirlerini şikayet ederler. Anneleri Mat: ‘’Susun, babanız uyuyor.’’ der. Çocuklar şaşırırlar. Odaya girerek hayatlarına yeni giren babalarına uyurken bakarlar. Sonra çatı katına çıkıp bir kitabın içinden buldukları fotoğraftan babalarını tanırlar. Bu fotoğrafta annesi, babası ve kendileri vardır ve ikisinin de yaşları küçüktür. Yemek sahnesinde Andrey sofraya gelen babası Otest’e şaşkınlıkla bakmaktadır. Ivan’ın bakışları ise biraz öfke doludur. Birbirlerine ‘’Merhaba.’’ derler. Otest çocukları iki günlük bir gezintiye çıkaracaktır. Ivan balık tutmak istemektedir. Yatak odasında Ivan ve Andrey babaları hakkında konuşmaktadır. Andrey babası hakkında şunu der: ‘’Ne kadar heybetli, gördün değil mi? Herhalde vücut çalışıyor?’’ Annesi Ivan’a babasının pilot olduğunu söylemiştir. Ama annesi babanın nereden geldiğini söylememektedir. 

 

Salı gününe geçilir. Arabada babası Ivan’a seslenir. Ivan sadece ‘’Efendim?’’ der. Otest: ‘’Efendim baba.’’ diye düzeltir. Bunun üzerine Ivan sadece ‘’Efendim?’’ demeye devam eder. Otest: ‘’Neden efendim baba demiyorsun?’’ diye sorunca Ivan isteksiz bir biçimde ‘’Efendim baba.’’ der. Otest sorar: ‘’Bana baba demeye utanıyor musun?’’ Ivan ‘’Hayır.’’ der. Otest: ‘’Bana yalan söyleme.’’der. Ivan: ‘’Yalan söylemiyorum.’’ der. Otest: ‘’Bana baba diyeceksin.’’ der ve Ivan da ‘’Tamam.’’ der. Yoldalarken Otest acıkır, Andrey’i yiyecek bulmaya gönderir. Andrey 3 saatte gelemez ve kendisi de bir şeyler yemektedir. Otest onu sert bir şekilde azarlar. ‘’Bir daha olmayacak, değil mi?’’ der. Andrey: ‘’Bir daha olmayacak.’’ der. Andrey bir yer bulmuştur. Üçü gideceklerken Ivan aç olmadığını, gelmek istemediğini söyler. Otest bunu reddeder ve restorana giderler. Ivan restoranda tabağındaki yemeği yememektedir. Otest sert bir şekilde ‘’O yemek iki dakikaya bitecek.’’ der. Ivan yemek istemediğini söyleyince Otest süreyi başlatır. Ivan yememekte diretir. Bu babasının daha önce hayatında olmamasına karşı verdiği bir tepkidir. Ivan babasının zorlamasıyla yemeği kabul eder. Ivan masadan kalkarken Otest onu tutar ve ‘’Masaya oturup yemeğini yiyeceksin. Anlaşıldı mı?’’ der. Ivan: ‘’Evet.’’ diye cevap verir. Otest onu ‘’Evet, baba.’’ diye düzeltir ama Ivan öfkeyle ‘’Evet.’’ der yani baba demez. Yemekleri bitince babası Andrey’e nasıl garson çağırılması gerektiğini öğretir. Sokakta Andrey ve Ivan babasının cüzdanının içindeki paralara bakarken bir grup genç erkek tarafından gasp ve darp edilirler. Gençler cüzdanı kaptığı gibi kaçmaya başlarlar. Babaları geldiğinde ona durumu anlatırlar. Andrey:‘’Yakalar mısın?’’ der. Babaları: ‘’Siz yakalayamıyor musunuz?’’ der ve arabasına biner. Babası hırsızı yakalayarak çocuklarının önüne getirir ve: ‘’İstediğinizi yapın:’’ der. Çocuklar şaşırır. Bu arada hırsız genç ‘’Lütfen yapmayın.’’ demektedir. Otest hırsız çocuğa sorar: ‘’Para ne içindi?’’ O da ‘’Yemek içindi.’’ diye cevap verir. Otest hırsız çocuğa cüzdanından biraz para verir ve çocuk gider. Kendi çocuklarına şunu der: ‘’Bir yumruk bile atamıyorsunuz?’’ Andrey: ‘’Hazır değildik.’’ der. Otest: ‘’Hazır olsaydınız. Beş parasız kalsak ne olacaktı?’’ der. Ivan: ‘’Her şeyi pencereden gördün, niye hemen yanımıza gelmedin.’’ diyerek babasına çıkışır. O sırada babası telefonla konuşmaktadır. Babalarının işi çıkmıştır. Çocukları şelalelere götüremeyecektir. Ivan babasının hayatında eksikliğini hissetmektedir. Bir dahaki sefere ne zaman olacağını bilememek üzüntü vermektedir. Babasına ‘’Bir dahaki sefere 12 sene sonra mı?’’ diye kızar. Babaları oldukça sert mizaçlı birisidir ve çocuklar böyle bir davranış tarzını benimsememektedir. Ama aslında çocuklarını sevmektedir. Ivan babasının çocuklarına ihtiyacı olmadığını düşünmektedir. Çocuklar tam otobüse binmişlerken Otest onları indirir. Otest’in 3 gün sürecek bir işi vardır sonra da onları şelalelere götürecektir. Yani anneleriyle yaptıkları plan bozulmuştur. Ivan yemek yemek istediğini söyler, Andrey ve Otest istememektedir. Yemek yenmez, Ivan akşam yemeğini beklemelidir. Andrey, Ivan ve babaları doğa içinde çadır kurmuş ve balık tutuyorlardır. Ivan babasına karşı bir güvensizlik duygusu hissetmektedir. Andrey’e: ‘’Ormanın ortasında boğazımızı kesebilir.’’ demektedir. Bir taraftan da babasının bunca zaman nerede olduğunu merak etmektedir.

 

Çarşamba gününe geçilir. Otest bulundukları yerden ayrılmak istemektedir. Yolda Ivan bu bölgede de balıkların olduğunu, gitmek istemediğini söyler. Bunun üzerine Otest oltayı Ivan’ın eline vererek onu arabadan indirir. Ivan sokakta kalmıştır ve yağmur yağmaya başladığı için ıslanmaktadır. Otest geri gelip onu arabaya alır. Ivan sorar: ‘’Neden geri geldin, neden bizi de yanına aldın? Bize ihtiyacın yok senin. Sen yokken de annem ve büyükannemle mutluyduk.’’ Otest, Ivan’ın bu sözlerine üzülür. ‘’Annen sizinle olmamı istedi.’’ der. Ivan: ‘’Peki ya sen?’’ der. Otest: ‘’Ben de sizinle olmak istedim.’’ der. Ivan: ‘’Neden? Sürekli azarlamak için mi?’’ Arabaları yolda çamura saplanır. Babası çocuklara ağaç dalları kesmelerini söyler. Andrey dalları keserken Ivan, Andrey’e eve gitmek istediğini söyler ama Andrey gitmek istemiyordur. Otest, Andrey’e nasıl araç kurtarılır öğretiyordur. Andrey ağaç dallarını lastiğin altına sokacaktır. Babası Andrey’e kızarak şunu der: ‘’İşin gücün kırıtmak, değil mi?’’ Andrey: ‘’Çok biliyorsan kendin yap.’’ der. Otest ona vurur. Andrey’in burnu kanamaktadır. Ivan da babasına çok kötü bakmaktadır. 

 

Perşembe gününe geçilir. Kayıklarının motoru arıza yapmıştır. Andrey ve Ivan küreklerle kayığı hareket ettirmektedirler. Ivan yapamadığını söyler. Otest: ‘’Yapabilirsin.’’ der. Ivan babasına: ‘’Sen yap.’’ der ama Otest dinlemez. 

 

Cuma gününe geçilir. Ivan babasının çadırından onun bıçağını çalar. Bunu Andrey’e söyler, babası bıçak kayboldu zannedecektir yani Andrey’e kendisini ispiyonlamamasını söyler. Babası bir daha Andrey’e elini kaldırırsa babasını öldüreceğini söylemiştir. Andrey ve babası merdivenlerden deniz fenerine çıkarlar. Ivan gelmez çünkü yükseklik korkusu vardır. Sonrasında Andrey ve Otest odun toplamaya giderler. Otest, Ivan’a bulaşıkları yıkama görevi verir. Ivan: ‘’Neden ben yıkıyorum.’’ diye itiraz eder. Otest şöyle cevap verir: ‘’Sona kalan bulaşıkları yıkar.’’ Ivan babasının tasını denize atar ve babasına bulaşıkları yıkarken tası dalgaların götürdüğünü söyler. Otest: ‘’Olsun.’’ der, ‘’Sana ağaçtan nasıl tas yapılacağını göstereceğim.’’ Ivan: ‘’Beceremem ben.’’ der. Otest:‘’Göstereceğim ben:’’ der. Andrey ve Ivan kayıkla balık tutmaya çıkarlarken Otest görür ve sadece bir saatliğine izin verir. Andrey geri dönmek isteyince Ivan balık yakalayamadıkları için karşı çıkar. Sonrasında güzel bir balık yakalarlar. Üç buçuk saat gecikirler. Otest, Andrey’e kızar ve lafa girmek isteyen Ivan’ın sözünü keser. Sonra Andrey’i tokatlamaya başlar. Ivan ‘’Benim yüzümden.’’ diye araya girerken Otest onu ittirir ve yere düşürür. Sonra Andrey’i tokatlamaya devam eder. Andrey ona şöyle bağırır: ‘’Pislik herif, iğrençsin. Öldür beni, öldür!’’ Otest baltayı tutar ve ‘’Öldüreyim mi?’’ diye tehdit eder. Ivan bıçak çekerek ‘’Ona dokunursan seni öldürürürüm.’’ diye Otest’i tehdit eder. Ağlayarak: ‘’Başka türlü davransan seni sevebilirdim ama iğrenç birisin.’’ der. ‘’Bize eziyet edemezsin! Hiçbir şeyimiz değilsin!’’ Otest: ‘’Yanılıyorsun evlat.’’ der. Ivan ‘’Hayır, hayır.’’ diyerek bıçağı atar ve koşmaya başlar. Babası peşinden koşarken Andrey de koşmaya başlar. Ivan merdivenlerden deniz fenerine doğru tırmanmaya başlar. Bu sırada elleri batmıştır. Babası da peşinden tırmanmaya başlar. Ivan tepeye ulaşınca babası gelemesin diye kapakçığı kapatır. Ivan: ‘’Git buradan, defol. Senden nefret ediyorum.’’ der. Otest kapakçığı açmasını ister ama Ivan açmaz. ‘’Gitmezsen aşağı atlarım.’’ der. Otest telaşlanır: ‘’Sakın kımıldama, beni bekle.’’ Ivan atlamak için kendisine: ‘’Yapabilirim, yapabilirim.’’ der. Otest o atlamasın diye tırmanarak ona ulaşmaya çalışırken tahta kopar ve Otest aşağı düşer. Andrey şaşkınlıkla babasının cansız bedenine bakmaktadır. Ivan aşağı iner ve o da şaşırmıştır. Çocuklar babalarının cansız bedenini sürükleyerek sandala götürürler.

 

Cumartesi gününe geçilir. Ivan ve Andrey geri dönerler. Eşyaları arabaya taşıdıktan sonra sıra babalarını sandaldan alıp arabaya yüklemek gelmiştir. Ivan pek gitmek istemez. Andrey ‘’Baba’’ diye seslenince Ivan da ağlayarak ‘’Baba’’ diyerek sandala koşar. Sonrasında artık kendi başlarınalardır, arabaya binip giderler. 

 

Bu hikayede Ivan itiraz eden, kabullenemeyen ve korkuları olan bir kimseyken Andrey kabul görmeyi önemseyen, babasının daha çok eğitmek, misyonları tamamlamak için görevlendirmesine açık bir kimsedir. Bu durum da iki kardeşin 12 yıl sonra birden ortaya çıkan baba figürü karşısında aldığı farklı konumları göstermektedir.  

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KURAK GÜNLER

Kurak Günler filminin geçtiği Yanıklar isimli taşra kasabasında kuraklık ve obruklar vardır. Belediye sakinleri havaya tüfekle ateş ederek d...